Bir varmış, bir yokmuş,
Evvel zaman, kalbur saman içinde,
İki kişi varmış.
Bunların yolu;
Okula düşmüş.
Ama bu okul,
Öyle herkesin kazanabileceği bir okul değilmiş.
Devlete, memur yetiştiriyormuş,memur.
Tabii o zamanlar,
Benim memurum işini bilmiyormuş:))
Zatlardan biri açık ideolojiye,
Diğeri de sinsi bir ideolojiye sahipmiş.
Açık ve samimi olan;
Kardeşim, ben buyum, diyor, başka bir şey demiyormuş.
Diğeri de
O, ne derse,
O'na evet der,
O içerse, içer,
Çapkınlık yaparsa,
O da yaparmış.
Aslında,
Tüm bunlar harammış ama hizmet için her şey mubahmış:))
Bu sinsi ideolojiye sahip arkadaşa demişler ki
Her şeyini belli et, ideolojini asla.
İcabında en seksi karıyı al,
Öyle giyinsin ki her yerini göstersin.
Çocuklar da öyle.
Eğlencelerde ise ailece için içebildiğiniz kadar.
Sizden istenen;
Yüksele-bildiğiniz kadar yükselmek,
Ortam uygun ise misyonerlik,
Çaktırmadan da muhbirlik.
Bu noktada,
Bu durumdaki kişilerde iki türlü psikoloji oluşmuş.
Bir kısmı,
Ulan demiş her şeye varım ama benden ispiyoncu olmaz,
Adamla o kadar yiyip-içtik, dertleştik, sağ olsun her şeyime koştu.
Borç istemeden borç verdi, eşime iş aradı, hayatımda gördüğüm en iyi insan.
Ben bunu nasıl ispiyon ederim, demiş ve etmemiş.
Ama bir diğeri de vallahi ben babamı bile gözümü kırpmadan satarım demiş.
Ve ispiyonlarmış.((
Garibimi bir gün,
Haberi olmadan cebine eroin konulmuş birisi gibi
Karga tulumba hapse.
Şimdi gel de anlat, derdini.
Belki karşısındakiler de sinsi ideolojiden.
Çünkü
Bu değerli kardeşler, her yere zeytinyağı gibi sızmışlar.
Sinsi sinsi hizmete devam ediyorlarmış.
Bu arada,
Bizim garibin oğlu ölmüş.
O'nun bile cenazesine yetişememiş,
Üstelik,
Eşi de terk etmiş.
En acısı da;
En yakın arkadaşları dahi korkudan ziyaretine gidememiş.
O da başta ruh sağlığı olmak üzere maddi/manevi her şeyini kaybetmiş.
Tesadüf bu ya,
Tüm bütün olan ve bitenleri tepeden Sezar sehven izliyormuş.
Bakmış, bakmış şöyle demiş;
Ulan ben ''Sen de mi Sezar'' dedim ama
Bu durumda ne diyeceğimi bilemiyorum, valla,demiş:((
Ben Brütüs'ü öpüp te başıma koyayım demiş:))
Evvel zaman, kalbur saman içinde,
İki kişi varmış.
Bunların yolu;
Okula düşmüş.
Ama bu okul,
Öyle herkesin kazanabileceği bir okul değilmiş.
Devlete, memur yetiştiriyormuş,memur.
Tabii o zamanlar,
Benim memurum işini bilmiyormuş:))
Zatlardan biri açık ideolojiye,
Diğeri de sinsi bir ideolojiye sahipmiş.
Açık ve samimi olan;
Kardeşim, ben buyum, diyor, başka bir şey demiyormuş.
Diğeri de
O, ne derse,
O'na evet der,
O içerse, içer,
Çapkınlık yaparsa,
O da yaparmış.
Aslında,
Tüm bunlar harammış ama hizmet için her şey mubahmış:))
Bu sinsi ideolojiye sahip arkadaşa demişler ki
Her şeyini belli et, ideolojini asla.
İcabında en seksi karıyı al,
Öyle giyinsin ki her yerini göstersin.
Çocuklar da öyle.
Eğlencelerde ise ailece için içebildiğiniz kadar.
Sizden istenen;
Yüksele-bildiğiniz kadar yükselmek,
Ortam uygun ise misyonerlik,
Çaktırmadan da muhbirlik.
Bu noktada,
Bu durumdaki kişilerde iki türlü psikoloji oluşmuş.
Bir kısmı,
Ulan demiş her şeye varım ama benden ispiyoncu olmaz,
Adamla o kadar yiyip-içtik, dertleştik, sağ olsun her şeyime koştu.
Borç istemeden borç verdi, eşime iş aradı, hayatımda gördüğüm en iyi insan.
Ben bunu nasıl ispiyon ederim, demiş ve etmemiş.
Ama bir diğeri de vallahi ben babamı bile gözümü kırpmadan satarım demiş.
Ve ispiyonlarmış.((
Garibimi bir gün,
Haberi olmadan cebine eroin konulmuş birisi gibi
Karga tulumba hapse.
Şimdi gel de anlat, derdini.
Belki karşısındakiler de sinsi ideolojiden.
Çünkü
Bu değerli kardeşler, her yere zeytinyağı gibi sızmışlar.
Sinsi sinsi hizmete devam ediyorlarmış.
Bu arada,
Bizim garibin oğlu ölmüş.
O'nun bile cenazesine yetişememiş,
Üstelik,
Eşi de terk etmiş.
En acısı da;
En yakın arkadaşları dahi korkudan ziyaretine gidememiş.
O da başta ruh sağlığı olmak üzere maddi/manevi her şeyini kaybetmiş.
Tesadüf bu ya,
Tüm bütün olan ve bitenleri tepeden Sezar sehven izliyormuş.
Bakmış, bakmış şöyle demiş;
Ulan ben ''Sen de mi Sezar'' dedim ama
Bu durumda ne diyeceğimi bilemiyorum, valla,demiş:((
Ben Brütüs'ü öpüp te başıma koyayım demiş:))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder