31 Mart 2012 Cumartesi

tersi:))

Aşağıda kronoloji;
Atatürk'ün hayatı.
Birileri sanki tüm cümleleri tersine çevirmeye,
Ya da yok saymaya çalışıyor.
Onlara, bu cümleleri tersten okusak,
Ya da
Böyle birisi yoktur,
Yaşamamıştır desek,
Mutlu olurlar mı?



1881: Selanik'te doğdu.
1893: Askeri Rüştiye'ye girdi ve Kemal adını aldı.
1895: Selanik Askeri Rüştiyesi'ni bitirdi, Manastır Askeri İdadisi'ne girdi.
1899 Mart 13: İstanbul Harp Okulu Piyade sınıfına girdi.
1902: Harp Akademisi'ne girdi ve burada gazete çıkardı.
1905 Ocak 11: Harp Akademisi'ni Yüzbaşı olarak bitirdi, Şam'a 5. Ordu'nun 30. Süvari Alayı'nda staj yapmak için atandı.
1906 Ekim: Şam'da Vatan ve Hürriyet Cemiyeti'ni kurdu. Şam'da topçu stajını yaptı ve Kolağası oldu
1908 Temmuz 23: Meşrutiyet'in ilan edilmesi için çalışmaları.
1909 Mart 31: 31 Mart ihtilalinde Hareket Ordusu Kurmay Subayı olarak çalıştı.
1911 Eylül 13: Mustafa Kemal, İstanbul'a Genelkurmay'a naklen atandı.
1911 Kasım 27: Mustafa Kemal, Binbaşılığa yükseldi.
1912 Ocak 9: Mustafa Kemal, Trablusgarp'ta Tobruk saldırısını yönetti.
1913 Ekim 27: Mustafa Kemal, Sofya Ateşemiliterliği'ne atandı.
1914 Mart 1: Mustafa Kemal, Yarbaylığa yükseltildi.
1915 Şubat 2: Mustafa Kemal, Tekirdağı'nda 19. Tümeni kurdu.
1915 Şubat 25: Mustafa Kemal'in Maydos'a gidişi.
1915 Nisan 25: Mustafa Kemal, Arıburnu'nda İtilaf Devletleri'ne karşı koydu.
1915 Haziran 1: Mustafa Kemal'in Albaylığa yükselişi.
1915 Ağustos 9: Mustafa Kemal, Anafartalar Grup Komutanlığı'na atandı.
1915 Ağustos 10: Mustafa Kemal, Anafartalar'dan düşmanı geri attı.
1916 Nisan 1: Mustafa Kemal'in Tuğgeneralliğe yükselişi.
1916 Ağustos 6: Mustafa Kemal, Bitlis ve Muş'u düşman elinden kurtardı.
1917 Eylül 20: Mustafa Kemal, memleketin ve ordunun durumunu açıklayan raporunu yazdı.
1917 Ekim: Mustafa Kemal, İstanbul'a döndü.
1918 Ekim 26: Mustafa Kemal, Halep'in kuzeyinde bugünkü sınırlarımız üzerinde düşman saldırılarını durdurdu.
1918 Ekim 30: Mondros Mütarekesi'nin imzalanması.
1918 Ekim 31: Mustafa Kemal'in Yıldırım Orduları Grup Komutanlığı'na atanması.
1918 Kasım 13: Yıldırım Orduları Grup Komutanlığı'nın kaldırılması ve Mustafa Kemal'in İstanbul'a dönüşü.
1919 Nisan 30: Mustafa Kemal'in Erzurum'da bulunan 9. Ordu Müfettişliği'ne atanması.
1919 Mayıs 15: İzmir'e Yunan'lıların asker çıkarması.
1919 Mayıs 16: Mustafa Kemal, Bandırma vapuruyla İstanbul'dan ayrıldı.
1919 Mayıs 19: Mustafa Kemal, Samsun'a çıktı.
1919 Haziran 15: Mustafa Kemal, 3. Ordu Müfettişi ünvanını aldı.
1919 Haziran 21: Mustafa Kemal, Ulusal Güçleri Sivas Kongresi'ne çağırdı.
1919 Temmuz 8 / 9: Mustafa Kemal, askerlikten çekildi. (Saat: 20:50)
1919 Temmuz 23: Mustafa Kemal'in başkanlığı altında Erzurum Kongresi'nin toplanması ve bir Temsil Kurulu seçerek dağılması. (7 Ağustos 1919)
1919 Eylül 4: Mustafa Kemal'in başkanlığı altında Sivas Kongresi'nin toplanması ve 11 Eylül'de sona ermesi.
1919 Eylül 11: Mustafa Kemal, Anadolu ve Rumeli Müdafaayı Hukuk Cemiyeti Heyet Temsiliyesi Başkanlığı'na saçildi.
1919 Ekim 22: Amasya Protokolü'nün imzalanması.
1919 Kasım 7: Mustafa Kemal, Erzurum'dan milletvekili seçildi.
1919 Aralık 27: Mustafa Kemal, Heyeti Temsiliye'yle birlikte Ankara'ya geldi.
1920 Mart 20: İstanbul'un İtilaf Devletleri tarafından ele geçirilmesi, Mustafa Kemal'in protestosu, Ankara'da yeni bir Millet Meclisi toplama girişimi.
1920 Mart 18: İstanbul'da Meclis-i Mebusan'ın son toplantısı.
1920 Mart 19: Mustafa Kemal tarafından Ankara'da üstün yetkiyi taşıyan bir Millet Meclisi toplanması hakkında illere duyuruda bulunulması.
1920 Nisan 23: Mustafa Kemal, Ankara'da Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni açtı.
1920 Nisan 24: Mustafa Kemal, Büyük Millet Meclisi Başkanı seçildi.
1920 Mayıs 5: Mustafa Kemal'in başkanlığında ilk Hükümet'in toplantısı.
1920 Mayıs 11: Mustafa Kemal, İstanbul Hükümeti tarafından ölüm cezasına çarptırıldı.
1920 Mayıs 24: Mustafa Kemal'in cezası Padişah tarafından onaylandı.
1920 Ağustos 10: Osmanlı İmparatorluğu delegeleriyle İtilaf Devletleri arasında Sevr Antlaşması'nın imzalanması.
1920 Ocak 9 / 10: Birinci İnönü Savaşı.
1921 Ocak 20: İlk Teşkilat-ı Esasiye (Anayasa) Kanunu'nun esas maddelerinin kabulü.
1921 Mart 30 / Nisan 1: İkinci İnönü Savaşı.
1921 Mayıs 10: Mustafa Kemal tarafından Büyük Millet Meclisi'nde Anadola ve Rumeli Müdafaai Hukuk Grubu'nun kurulması ve Mustafa Kemal'in Grup Başkanlığı'na seçilmesi.
1921 Ağustos 5: Mustafa Kemal'e Başkumandanlık görevinin verilmesi.
1921 Ağustus 22: Mustafa Kemal'in yönetiminde Sakarya Meydan Savaşı'nın başlaması.
1921 Eylül 13: Sakarya Meydan Savaşı'nın kazanılması.
1921 Eylül 19: Mustafa Kemal'e Mareşallik rütbesinin verilmesi ve Mustafa Kemal'in Gazi ünvanını alması.
1922 Ağustos 26: Gazi Mustafa Kemal'in Kocatepe'den Büyük Taarruz'u yönetmesi.
1922 Ağustos 30: Gazi Mustafa Kemal'in Dumlupınar Başkumandanlık Meydan Savaşı'nı kazanması.
1922 Eylül 1: Gazi Mustafa Kemal'in: "Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz'dir, İleri !" emrini vermesi.
1922 Eylül 9: Türk Ordusu'nun İzmir'e girmesi.
1922 Eylül 10: Gazi Mustafa Kemal'in İzmir'e gelişi.
1922 Ekim 11: Mudanya Mütarekesi'nin imzalanması.
1922 Kasım 1: Gazi Mustafa Kemal'in önerisi üzerine saltanatın kaldırılması.
1922 Kasım 17: Vahdettin'in bir İngiliz harp gemisiyle İstanbul'dan kaçması.
1923 Ocak 29: Gazi Mustafa Kemal'in Latife Hanım'la evlenmesi.
1923 Temmuz 24: Lozan Antlaşması'nın imzalanması.
1923 Ağustos 9: Gazi Mustafa Kemal'in Halk Fırkası'nı kurması.
1923 Ağustos 11: Gazi Mustafa Kemal'in 2. Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na seçilmesi.
1923 Ekim 29: Cumhuriyet'in ilan edilmesi.
1923 Ekim 29: Gazi Mustafa Kemal'in ilk Cumhurbaşkanı olması.
1924 Mart 1: Gazi Mustafa Kemal'in Büyük Millet Meclisi'nde Halifeliği kaldırması ve öğretimin birleştirilmesi hakkında açış nutkunu söylemesi.
1924 Mart 3: Hilafetin kaldırılması, öğrenimin birleştirilmesi, Şer'iyeve Evkaf Vekaletiyle (Bakanlığıyla), Erkanıharbiyei Umumiye Vekaletinin kaldırılması hakkındaki yasaların Büyük Millet Meclisi'nce kabul edilmesi.
1924 Nisan 20: Türkiye Cumhuriyeti Teşkilatı Esasiye (Anayasa) Kanunu'nun kabul edilmesi.
1925 Şubat 17: Aşarın kaldırılması.
1925 Ağustos 24: Gazi Mustafa Kemal'in ilk defa Kastamonu'da şapka giymesi.
1925 Kasım 25: Şapka Kanunu'nun Büyük Millet Meclisi'nde kabul edilmesi.
1925 Kasım 30: Tekkelerin kapatılması hakkındaki kanunun kabulü.
1925 Aralık 26: Uluslararası takvim ve saatin kabulü.
1926 Şubat 17: Türk Medeni Kanunu'nun kabulü.
1927 Temmuz 1: Gazi Mustafa Kemal'in Cumhurbaşkanı sıfatı ile ilk kez İstanbul'a gitmesi.
1927 Ekim 15 / 20: Gazi Mustafa Kemal'in Cumhuriyet Halk Partisi 2. Kurultayı'nda tarihi Büyük Nutku'nu söylemesi.
1927 Kasım 1: Gazi Mustafa Kemal'in 2. Kez Cumhurbaşkanlığı'na seçilmesi.
1928 Ağustos 9: Gazi Mustafa Kemal'in Sarayburnu'nda Türk harfleri hakkındaki nutkunu söylemesi.
1928 Kasım 3: Türk Harfleri Kanunu'nun Büyük Millet Meclisi'nde kabul edilmesi.
1931 Nisan 15: Gazi Mustafa Kemal tarafından Türk Tarih Kurumu'nun kurulması.
1931 Mayıs 4: Gazi Mustafa Kemal'in 3.kez Cumhurbaşkanlığı'na seçilmesi.
1932 Temmuz 12: Gazi Mustafa Kemal tarafından Türk Dil Kurumu'nun kurulması.
1933 Ekim 29: Gazi Mustafa Kemal'in Cumhuriyet'in 10. Yıldönümünde tarihi nutkunu söylemesi.
1934 Kasım 24: Gazi Mustafa Kemal'e Büyük Millet Meclisi tarafından ATATÜRK soyadının verilmesi kanununun kabul edilmesi.
1935 Mart 1: Atatürk'ün 4. kez Cumhurbaşkanlığı'na seçilmesi.
1937 Mayıs 1: Atatürk'ün çiftliklerini Hazine'ye ve taşınamaz mallarını da Ankara Belediyesi'ne bağışlaması.
1938 Mart 31: Atatürk'ün hastalığı hakkında Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği'nin ilk resmi duyurusu.
1938 Eylül 15: Atatürk'ün vasiyetnamesini yazması.
1938 Ekim 16: Atatürk'ün hastalık durumu hakkında günlük resmi duyuruların yayınına başlanması.
1938 Kasım 10: Atatürk'ün ölümü. (Perşembe, saat: 09.05)
1938 Kasım 11: İstanbul Şehir Meclisi'nin olağanüstü toplantı yapması. Saraydaki Cumhurbaşkanlığı forsunun indirilerek yerine yarıya kadar indirilmiş Türk Bayrağı'nın çekilmesi.
1938 Kasım 12: Atatürk'ün ölümü dolayısıyla, Yüksek Öğretim gençliğinin Üniversite Konferans Salonu'nda toplanması.
1938 Kasım 13: Gençliğin Taksim Cumhuriyet Anıtı önünde toplanarak Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet'i koruyacaklarına ant içmeleri.
1938 Kasım 14: Büyük Millet Meclisi çok hazin bir toplantı yaptı.
1938 Kasım 15: Hükümet Atatürk'ün Ankara'da ebedi istirahat yerine konulacağı 21 Kasım 1938 tarihini ulusal yas günü olarak duyurdu.
1938 Kasım 16: İstanbul'lular Atatürk'ün Dolmabahçe Sarayı Muayede Salonu'ndaki katafalkı önünde sabahın ilk saatlerinden gecenin son saatlerine kadar saygı ve üzüntü içinde son görevlerini yaptılar.
1938 Kasım 19: Büyük bir törenle, Atatürk'ün Dolmabahçe'den alınan yüce cenazesi, önce Sarayburnu'na, oradan Zafer torpidosuyla Yavuz zırhlısına götürüldü.Yavuz zırhlısıyla İzmit'e kadar götürülen tabut, oradan Ankara'ya yolcu edildi.
1938 Kasım 20: Atatürk'ün sevgilinaşı Ankara'ya ulaştı ve Ankara'da Büyük Millet Meclisi önündeki katafalka konuldu. Ankara'lılar da son görevlerini saygıyla yaptılar.
1938 Kasım 21: Atatürk'ün cenazesinin Etnoğrafya Müzesi'ndeki Geçici Kabre konulması.
1938 Kasım 25: Atatürk'ün vasiyetnamesinin açılması.
1938 Aralık 26: Atatürk'ün "Ebedi Şef" sanıyla anılmasının kabul edilmesi.
1953 Kasım 4: Atatürk'ün Geçici Kabri'nin açılması.
1953 Kasım 10: Atatürk'ün cenazesinin Anıt-Kabir'e nakledilmesi.




30 Mart 2012 Cuma

garaj:))


Garaj
Adamın iki arabası olsun,
Biri açık,
Diğeri kapalı.
Ve bu adamın iki garajı olsun,
Biri açık,
Biri kapalı.
Şimdi
Mantıken açık arabayı kapalı garaja koymalı ki
Yağmurdan,
Rüzgârdan,
Güneşten,
Çamurdan korusun.
Kapalı ise dışarıda olsa da olur,
Ama
Güzel Memlekette
Sanki başka konularda tam tersi oluyor gibiJ

ahiret:))


Sakin
Yapı itibarı ile sakin yerleri
Ve sakinliği severim.
Kimin nerede olacağına elbette Allah karar verecek,
Ama
Sanki toplumun büyük çoğunluğu,
Kendini öyle şartlandırmış ki
Kesin yerim;
Cennet diyor.
Sanki böyle her an uçacak halleri varJ
Bu durumda ben;
Bu dünyada sessiz ve sakinliği seven ben,
Öbür dünyada,
İğne atsan yere düşmeyecek,
Cenneti mi?
Belki benden başka olmayacak,
Cehennemi mi tercih edeyimJ

29 Mart 2012 Perşembe

vergi:))


Vergi
Boyu kadar kilosu olanlar,
Aşan kısmı için kilo vergisi verecekler.
Mesela
Boyu 1.70 metre olan birisi 90 Kg ise
Aşan 20 Kg için yılda kilo başına on lira ödeyecek.
Yani
Yıllık kilo vergisi 200 TL.
Böylece
Hem devlet kazanacak,
Hem de
Vatandaş.
Devlet vergi toplarken
Vatandaşı da tığ gibi olacak,
Ve daha sağlıklı olacakJ

24 Mart 2012 Cumartesi

nene:))


Nene
Allah herkese nene ve dede olmayı nasip etsin.
Rahmetli kayınpeder,
Çocuk ceviz ise torun ceviz içi derdi.
Peki, nereden geliyor, bu Nene, Dede?
Torun;
Sürekli,
Bu ne?
Bu ne? Diyor.
Böylece O kişi,
Nene oluyorJ
Ardından,
Sürekli,
De De
Yani söyle diyor,
Bu da
Dede oluyorJ

M Akif Ersoy:))


Mehmet Akif Ersoy
Rahmetli,
Allah vergisi yeteneği ile çalışarak birbirinden muhteşem eserler vermiştir.
Nur içinde yatsın.
En bilinen eseri de;
İstiklal Marşı.
Beni en çok etkileyen;
Ödülü almaması.
Çünkü
Sürekli din-imandan bahsedenlerin dini imanı para olunca,
Ku konu çok daha önem kazanıyor.
Ki bu kişiler,
Sürekli Mehmet Akif Ersoy’dan bahsediyorlar.
Keşke Mehmet Akif Ersoy gibi paragöz olmasalar.
Gelelim ikinci konuya;
Bir şarkı ya da marşın söz yazarı olur,
Bir de bestecisi.
Bu gün,
İstiklal Marşı’nı kim yazdı desek?
Herkes bilir.
Bestecisi kim desek?
Osman Zeki ÜngörJ
Oran çok düşük çıkar.
Peki neden?
İki neden var?
Biri emeğe saygısızlık,
İkincisi,
Maalesef
Mehmet Akif Ersoy’un bazı kişiler tarafından ideolojik hale getirilmesi.
Sözü yazan Mehmet Akif Ersoy ne kadar biliniyorsa,
Osman Zeki Üngör de o kadar bilinmeli.
Çünkü
O da kendi çapında,
Bir Mozart,
Beethoven,
Ya da
BachJ

23 Mart 2012 Cuma

yaş:))


Yaş
Kaç yaşındasın derler?
Bunun beş dane cevabı var;
Birincisi;
Nüfusa kayıtlı olduğun,
İkincisi; hissettiğin,
Üçüncüsü; sana edilen iltifatlar, değişken olur, kimi beş kimi de on beş der.
Dördüncüsü; cinsel yaşın.
Bir de zekâ yaşınJ
Bu kural kaçıncı yüzyıldayız sorusu içinde de geçerli.
Şu an 21nci yüzyıldayız ama
Gerçekte?
İleride miyiz?
Geride miyiz?
İleri mi gidiyoruz?
Geriye mi?

hakem:))


Hakem
Hakem iç dünyasında,
Hangi takımı tutarsa tutsun,
Maç esnasında, tarafsız olmak zorunda.
Farz edelim ki tüm hakemler belli bir ideoloji mensubu olsun.
Bu durumdan,
Futbolcu,
Taraftar,
Kulüpler rahatsız olmaz mı?

İşte kamu görevlileri de böyle.
Elbette iç dünyalarında, bir kişiye, bir ideolojiye mensup olacaklar,
Ama bunlar, toptan aynı ideolojiye mensup ise
O zaman,
Milletin içinden çıkan ve 
Onların vergileri ile maaş alan,
Bu kamu görevlileri nasıl tarafsız hizmet yapacak?
Bunlara,
Milletin Kamu Görevlisi mi diyeceğiz,
Yoksa belli bir zümreye ait mi?
Bu görevlilere, 
Milletin Tüm fertleri,
Nasıl bu benim memurum gözü ile bakacak?
Bunları akla bile getirmemek gerekirken,
Kim suçlu?
Bu şekilde sinsi bir sistem kuran,
Ve onu işletenler:(((

mihraklar:))


Mihraklar
Daha doğar doğmaz duydum;
İç ve
Dış mihrakları…
Bu yaşa geldim hala duyuyorum;
İç ve
Dış mihrakları…
Memleket gemi, bizler ise gemidekiler olalım.
Şu veya bu nedenle,
Gemiyi ele geçirmek,
Soyup soğana çevirmek,
Ya da
Batırmak isteyenler olabilir.
Bunun en somut örneği;
Somalili Korsanlar.
Bunlara, dış mihrak diyelim.
Anlamadığım;
Aynı gemide bulunanlardan bazılarının neden gemiyi batırmak istemeleri.
Ele geçirmek mi istiyorsunuz?
Geçirin, ama kaptan ehil olsun,
Yoksa İtalyan Kaptan gibi batırır gemiyi.
Soyacak mısınız, gemiyi?
Soyun ama batırmayacak kadar soyun.
Gelelim batırmaya;
Ya kardeşim,
Batırdığınız bu gemide siz de batacaksınız,
Yoksa
Manyak mısınız sizJ

22 Mart 2012 Perşembe

Türk(ü):))


Türk(ü)
Dünyanın her milletinden oluşan Amerika’da,
51 Eyalet te olsa
Sorduğun zaman,
-Hemşerim Nerelisin?
-Amerikalıyım der.
Hatta Amerika’da  yaşayan Kürtler bile.
Ama burada yaşayanlar,
Türküm demez, Kürdüm derJ
"Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir."
"Türk Devleti'ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür."

Atatürk kendi el yazısı ile de aşağıdakileri karalamıştır:
"Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümit etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine, yüksek sahne oldu. Bu sahne 7 bin senelik, en aşağı, bir Türk beşiğidir. Beşik tabiatın rüzgârları ile sallandı; beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurları ile yıkandı. O çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela korkar gibi oldu; sonra onlara alıştı; onları tabiatın babası tanıdı, onların oğlu oldu; Bir gün o tabiat çocuğu tabiat oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu; Türk oldu. Türk budur. Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir. "
Ancak,
Ne mutlu Türküm diyene lafına takmış bazı Kürt vatandaşlarımız,
Ben de
Ne mutlu Kürdüm diyene demek istiyorum demektedirler.
Bu da toplumda Türküm/Kürdüm tartışmalarını körüklemekte ve halen devam etmektedir.
Bir gerçek  var ki
Bizim Türkücülerimizin büyük çoğunluğu;
Kürt kökenli vatandaşlarımızdır.
Buradan hareketle;
Ne Mutlu Türk(ü) Söylene desek?
İsteyen türkü kabul etsin,
İsteyen TürküJ
Hepimiz Kardeşiz, Bu Kavga Ne Diye:)

adam:))


Adam
Cinsiyeti ne olursa olsun,
Ağzından çıkan,
Senet olan,
Ve bu senedi tutana adam denir.
Ama öyle bir dönemdeyiz ki
Ağızdan çıkan söz ile
Kıçtan kaçan osuruğu,
Maalesef karıştıranlar varJ

alışveriş:))


Alışveriş
Bebeğin dünyaya gelişi;
Alış-veriş.
Alan var,
Veren var.
Ticaret desen?
Bir yanda alanlar,
Diğer yanda verenler…
Hayatta öyle;
Bir yanda hep kendinler verenler,
Diğer yanda alanlar,
‘’Ben de isterem o elma yanaklardan’’cılar…
Şimdi gelelim almadan vermek mi?
Vermeden almak mı Allah’a mahsus?
İlk nefesi veren Allah,
Vakti gelince alır o nefesi bizden:))

21 Mart 2012 Çarşamba

kaldırımlar:))


Kaldırım
Hani sorarlar ya
İşin ne?
Kaldırım Mühendisi deriz.
Aslında, en çok para;
Kaldırımlarda var.
Çünkü
Bizler, kaldırımlar yaratan bir ırkın ahfadıyızJ
Başkan seçilince, ilk işi ne yapalım arkadaşlar demek olur?
İster böyle geldik, böyle gider diyelim,
İster biz babamızdan böyle gördük diyelim,
İlk akla gelen;
Kaldırımlardır.
Ve şöyle denir,
Arkadaşlar,
Kaldırımları kaldırınJ

tokatlı:))


Tokat’lı
Hemşerim, Memleket nire?
TokatJ
İçinden mi?
Beşparmak Dağlarından.
Ama böyle giderse herkes Tokat’lı olacak.
Çünkü
Tokat, atan atanaJ

ortaoyunu:))


Ortaoyunu
Bizim çocukluğumuzda,
Orta oyunu vardı,
Hacivat ile Karagöz mesela.
Bir Hacivat konuşur,
Ardından, 
Karagöz konuşurdu.
Ama bilirdik, arkada birisi var, oynatan.
Ve oyun bitiminde,
O oynatan kendini gösterirdi,
İşte O benim, 
Hani nerede alkış der gibi.

Aradan zaman geçti,
Ne değişti?
Yine ortaoyunu.
Bir Hacivat konuşuyor,
Bir Karagöz.
Oynatanlar da belli.
Tek fark;
Göstermiyorlar, kendileriniJ

20 Mart 2012 Salı

dar:))


Dar
Her ne kadar,
Angaralı Namık’tan,
‘’Dar Geldi, Angara, Dar geldi’’yi çok seviyorumsa da
Şu dar ile başlayan ya da içinde  geçen kelimeler, nedense beni daraltıyor:
Bu pantolon Dar be,
Kindar mısınız?
Dar alanda kısa paslaşmalar yapar mısınız?
Daraldım,
Daralı mı? 
Darasız mı?
Dar alanlar,
Dar elbiseler,
Dar zamanlar,
Daralmalar…
Bir de dindar tartışmaları var,
Valla, din dar olamaz,
Çok geniş bir kavram:))

19 Mart 2012 Pazartesi

kaz:))


Kaz
Dünyaya bir daha gelsek
Ne mi olmak isterdim?
KazJ
Neden mi?
Beni yolarlardı, yolarlardı,
Tüyüm bitince,
Başka kaza geçerlerdi,
Bu halim ile
Tüyüm bitecek gibi görünmüyorJ

BJK:))


BJK
Memleket BJK’li,
Biri ak diyor,
Diğeri kara.

önder:))


Önder
Atalarımız ne demiş?
Bir baş ol da neyin başı olursan ol.
Sordum kendime?
Oğlum sen neyin başısın?
Valla tüm köşe başları tutulmuş.
Bu yaştan sonra da
Bir şeyin önderi olmam çok zor.
Ben de kanat önderi olmaya karar verdim.
Malum, kanatlı hayvanları ham ediyoruz.
Ben salak,
Önüme hangi kanat konursa konsun,
Bu;
Tavuk,
Horoz,
Civciv,
Kaz,
Ördek,
Bıldırcın,
Karabatak diyebiliyorum…
İşte bu da benim kanat önderliğimJ

18 Mart 2012 Pazar

rektör:))


Rektör
Daha önce şikâyet edilen konu neydi?
En çok oyu alan rektör olsun.
Şimdi?
Aynı tas, aynı hamam.
Peki neden?
Çünkü
Bizden olsun, çamurdan olsun felsefesi hâkim.
Yani değişen bir şey yok.
Kim ki en çok oyu alan rektör olur sistemini kurar,
O'nu hep beraber alkışlayalımJ

sağlık:))


Sağlık
Herkesin dilinde,
Herkesin başı sağlık.
Buna kimsenin itirazı olamaz.
Ama gel gelelim protokole;
Sağlık Bakanı kaçıncı sıradaJ
1.başbakan
2. başbakan yardımcısı
3. devlet bakanları
4. adalet bakanı
5. milli savunma bakanı
6. iç işleri bakanı
7. maliye bakanı
8. milli eğitim bakanı
9. bayındırlık ve iskan bakanı
10. sağlık bakanı 

11. ulaştırma bakanı
12. tarım ve köy işleri bakanı
13. çalışma ve sosyal güvenlik bakanı
14. sanayi ve ticaret bakanı
15. enerji ve tabi kaynaklar bakanı
16. kültür ve turizm bakanı
17. çevre ve orman bakanı

inkar:))


İnkar
Yapan belli.
Ama her yapılandan sonra,
Valla ben yapmadım edebiyatıJ

Ya kardeşim,
Hem yapıyorsun hem de inkar ediyorsun,
Birinciye bir şey demiyoruz da
Hadi bizi kandırdın,
Allah’ı nasıl kandıracaksınJ

sızma:))


Sızma
Zeytinyağı ikiye ayrılır;
Sızan
Ve de
Sızmayan.
İnsanlar da ikiye ayrılır;
İçince,
Sızanlar,
İçmeden,
SızanlarJ

palet:))


Palet
Allah’ın tasarımları muhteşem.
Bu kadar mı denge,
Ahenk,
Bu kadar mı kullanışlı olur?
Ama
Yüzmeye giren insanoğlu,
Paletleri ayağına giyince,
Keşke ayaklarım böyle olsa idi diyebilir.
O paletlerle, sadece suda öyle.
Suyun dışına çıkınca iki adım atamazsınızJ

17 Mart 2012 Cumartesi

saklama:))

Saklama
Ünlü bir kişi,
Zengin bir kişi,
Ya da
Lider bir kişi.
Yaşarken mal varlığını saklıyor da saklıyor...
Ama
Öldükten sonra,
Ne kadar kirli çamaşır varsa,
Ortaya dökülüyor.
Yani hiçbir sır gizli kalmıyor,
Er ya da geç.
Buradan saklayanlara duyurulurJ

otel:))


Otel
Otel sahibi,
Muhafazakar.
Çalışanlar mini etekli.
Gelen müşteriler, kapalı.
Şimdi erkekler;
Bu otelde eşlerinin yanında kime bakarJ

pişirme:))


Pişirme
Allah’ım,
Kulların her şeyi sana havale etmeye başladılar,
Bunda neden;
Havalenin ücretsiz olması, olabilir mi?

Balık satanlar, pişirme parası alıyorlar.
Kızartma piliç satanlar da içine katıyor, maliyetin.
Isınma desen ateş pahası Allah’ım,
Şöyle plaja gidip uzanıp biraz yanayım desen?
Hava parası almadan kimse,
Senin güneşine, kumuna yatırmıyor...
Cehenneme gitmeye korkan insanoğlu,
Aynı zamanda,
''Bedava sirke, baldan tatlıdır'' da demiş.
İşte bu nedenle,
Bedava diye
Cehenneme çok gelen olmasın,
Allah’ımJ

ip:))


İp
Ayakkabılarımı boyatırken,
Üç genç kız gördüm,
İp atlıyorlardı.
Aralarında tatlı bir yarışma da vardı;
En çok kim atlayacak?
Bu nasıl bir enerji?
Bu nasıl bir hırs?
Nasıl da eğleniyorlar?
İşte çocuk olmak böyle bir şeyJ

boyama:))


Boyama
Bu gün ayakkabılarımı boyattım.
O kadar güzel boyadı ki
Önce tozları aldı,
Sonra boya karışımı,
Çoraplarım boyanmasın diye kulakçıkları taktı,
Boyayı itina ile sürdü.
Uygun fırça ile bir güzel fırçaladı,
Cilayı çıkardı,
Özene özene yedirdi,
Aynı renk fırça ile fırçaladı, fırçaladı fırçaladı…
Eline kadın çorabı geçirdi,
O cilayı parlattı, parlattı, parlattı…
Ve aldığı da iki TL.
Siz olsanız bir daha kime gidersiniz?
Yine O’na.
İşte göz boyamak ta
Böyle bir şeyJ