29 Nisan 2014 Salı

Müzik:))

Vodafone FreeZone 17. Liselerarası Müzik Yarışması

Tüm eserleri tek tek dinledim.
Müzik otoritesi değilim ama bende oluşan kanaatler;
Birinci seçilen parça hala tüylerimi diken diken yapıyor.

https://www.youtube.com/watch?v=u01JfyY9LfM

Bu tür yarışmalara hiç aralık vermeden yapmak lazım.
Sponsor olacaksanız, en hayırlı sponsorluk, bu.
Atatürk'ün dediği gibi;
Ümidim Gençlikte.
Ne yetenekler var, ama ne...
Çok yakında bunları görmeye, dinlemeye hazır olun.
Şimdiki özenerek dinlediğiniz pek çok şarkıcı böyle bir süreçten geçerek geldi.
Sadece en iyi solist çıkmayacak içlerinden.
En iyi baterist,
En iyi kanun,
En iyi gitarist,
En iyi flütçü...
Hem de çok yakında.

Tespitlerim ise
Yabancı müziğe çok ilgi var.
Bir kısmı beyni dumur ediyor.
Gürültü oranları çok yüksek.
Sadece bağırıp çağırmaya dayanıyor.
Halbuki bizim dilimiz, bizim şarkılarımız, o kadar güzel ki
Ya gençler dinlemiyor,
Ya da
Bu yabancı eserle katılırsak şansımız yüksek olur mu diye düşünüyorlar?
Bazılarının imkanları çok iyi.
Bu müzik aletlerinden, giyimlerinden, davranışlarından belli oluyor.
Ağrı Lisesi ise
En kısıtlı imkanlarla ayak basabilmiş İstanbul'a ama 
Muhteşem.
Bazı okullarda solist seçimi yanlış.
Bazılarında ise
Orkestra uyum içinde değil.
Gelecek yıllarda, sadece Türkçe mi olmalı, bence tartışılmalı.
Dilimizden uzaklaşma ve kültür erozyonu belirtileri var.
Kızlarımız süper.
Kıyafetlere gelince;
Bazı siyasiler acayip tahrik olabilir:))
Kimi çok seksi,
Kimi çok açık giyinmiş.
Ama sanat bu.
Kısıtlama getirdiğin anda yaratıcılığı öldürürsün.
Eksisi ve artısı ile 
Mükemmel bir organizasyon.
Hani derler ya
Getirenlerden de
Götürenlerden de
Allah bin kere razı olsun.
Burada sponsor olan;
Vodafona'da alkış:))

21 Nisan 2014 Pazartesi

Kumru:))

O kadar ev var iken neden bizi seçtin Kumru?
Hiç açmadığımız o pencereyi nasıl anladın?
Bize çaktırmadan yuvanı nasıl kurdun?
Ne zaman yumurtladın?
Kaç gündür kuluçkadasın?
Hep seni görüyoruz, eşin nerede?
Bebeklerin ne zaman doğacak?
Nasıl bakacaksın Onlara?
Bizden hiç tedirgin olmadın mı?
Sen, sessiz ve sakin huzur içinde olmak istiyorsun.
Bizler ise tedirgin etmeden seni izlemeyi.
Yeni bir heyecansın,
Yeni bir doğa olayı.
Allah'ım, nasıl düzenler kurmuş, biz kulları için.
Evdeki Kuşumuz Boncuk olsa hiç tedirgin olmazdı.
O bize alıştı, biz O'na.
Bak, dün doktora bile götürdük.
Kabul etseler, üzerimize alıp mirastan pay bile vermeyi düşünüyoruz.
Keşke Boncuk sana bizi anlatsa da sen rahat etsen.
Annelik vazifeni rahat rahat yerine getirsen.
Bu yazıyı yazarken Boncuk sık sık ellerimi ısırmaya başladı.
Seni kıskanmaya mı başladı, dersin?
''Baharı bekleyen Kumrular gibi sen de beni bekle ve sakın Unutma''

küfür:))

Küfür etmek elbette iyi bir şey değil ama
İnsanların Havva ve Adem'den beri küfür ettikleri bir gerçek.
Nasıl ki hapşırma savunma mekanizması,
Küfür de öyle:((
Psikiyatrlara sorsak;
Sizi rahatlatan her şeyi yapın derler.
Zaten içinden küfür etmeyen insan var mıdır ki ?
Gelelim filmlere;
Gönül ister ki
Filmin hiç bir yerinde küfür olmasın.
Ama müşteri tepkisine bakan yönetmenler,
Küfüre sık sık yer veriyorlar.
Şahsen benim küfürde geçen ayıplı kelimeler ile ilgili hiç sorunum olmadığı için,
Gülüp geçiyorum.
Zaten adı geçen küfürler,
Günlük yaşamın bir parçası.
Yapmayan var mı?
Hal böyle iken bazıları sanki hayatında ilk defa duyuyor,
Ya da
Çok ayıp gibi tepki vermeleri,
Hele aman çabuk kaldırın bunu yayından demeleri,
Başka bir ilginç tepki:))

8 Nisan 2014 Salı

Suriyeliler:((

Komşu komşunun külüne muhtaçtır.
Ve
Sorun;
Her zaman siyasiler arasındadır.
İnsanlar arasında savaş olmaz,
Olsa olsa bireysel kavgalar olur.
Emperyalistlerin aslında enerji kaynaklarına göz dikip
Size demokrasi getireceğiz söylemi,
Suriye'de de denendi.
Nedense bu sefer tutmadı.
Atlar tepişir, olan halklara olur kuralı maalesef açığa çıktı.
Zor durumda olana elbette yardım eli uzatılır.
Ekmek paylaşılır.
Ama bu süreçte sanki biz balıklama atladık.
Bilahare BM'i devreye sokamadık.
Hem masraflar,
Hem de tüm sosyal yansımaları bize kaldı.
Bu değerli vatandaşlar,
Ne yapsın?
Hepsi geçim derdinde.
En kolay şeyi seçtiler;
Dilenmek.
İstanbul'da esnaf ile görüştüm.
Abi diyor;
İlk başta bizde yemek vermeye başladık.
Baktık hepsi gelmeye başladı, başa çıkamadık.
Gelin çalışın diyoruz ya gelmiyorlar ya da çok yüksek ücret istiyorlar.
Suriyeli bir çocuk ile Cami merdivenlerine oturduk,
Beraber portakal yedik sohbet ettik.
Babam şehit oldu.
Beş kardeşiz diyor.
Kiradayız.
Annem çalışmıyor.
En büyükleri benim diyor.
O da 12 yaşlarında.
Çıkarıp para verdim.
Belli ki aralarında haberleşme sistemi var, hemen hepsi peşimden gelmeye başladı.
Bu arada bizim dilenciler de bakmışlar,
Suriyelilere daha çok ilgi var.
Onlar da Suriyeliyiz demeye başlamışlar.
İşin içinde,
Trajedi,
Dram,
Komedi,
Tiyatronun tüm dalları var.
Memlekete gelen Yabancı Turistler için de hiç olmayan görüntüler.
İmajımız her geçen gün çiziliyor.
Konu;
Gerçekten ihtiyacı olanları madur etmeden çok acil çözüm bekliyor.
Aslında dilencilik kökten yasaklansa,
Ama ihtiyacı olanları da madur etmeden.


5 Nisan 2014 Cumartesi

Avukatımı istiyorum:))

Allah insanı,
İnsan da o kadar meslek yarattı ki
Her gün birine diğeri ekleniyor.
Hele teknoloji ve hizmet sektörü.
Alo Paketler aldı başını gidiyor.
Yakında Alo bana mezarımı getir bile çıkabilir.
Teknoloji desen?
Her yer cep telefonu ile iş yapan bir dükkan ile dolu.
Meslekler ne kadar çoğalırsa çoğalsın,
Değişmeyen tek şey;
Avukatımı istiyorum:))
Siz hiç
Manavımı,
Berberimi,
Kasabımı istiyorumu duydunuz mu?

3 Nisan 2014 Perşembe

Persions

Persliler;
Anadolu, MÖ 543-333 yılları arasında Pers hakimiyetinde kaldı. Anadolu'ya Med hakimiyetine son vererek gelen Perslerin, Anadolu'ya kültürel etkileri bilhassa Kapadokya (Persçe: Katpatuka) üzerinden olmuştur.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Persler
Darius;
İstanbul Boğazından geçen ilk kişi Darius'tur.(M.Ö 513)
http://tr.wikipedia.org/wiki/I._Darius
Bilahare Xerxes ikinci kez;
Çanakkale'den geçmiştir.
İskender ise üçüncü geçendir.(M.Ö 333)
http://mmf2.ogu.edu.tr/atopcu/index_dosyalar/BogaziciKoprusu.htm

Artemisia I M.Ö. 480 yıllarında yaşamış olan Karya kraliçesidir. Kocasının ölümünden sonra o dönemde tüm İyonya'nın hakimi olan Pers imparatorluğuna bağlı olarak Karya'yı yönetmiştir. Tarihte katıldığı Salamis Deniz Savaşı ile ün kazanmıştır. Artemisia adı "Ayı tanrıça", "katil" veya "yönetici bayan" gibi çeşitli anlamlara gelmektedir. Herodot'a göre Artemisia'nın babası Halikarnaslı Liglamis annesi ise Giritli olmuştur.
Artemisia bu savaşta Perslerin müteffiki olarak yer aldı ve komutasındaki 5 gemiyle savaşa katıldı - See more at: http://www.medyahabercisi.com/2014/02/artemisia-kimdir.html#sthash.lndlfUZi.dpuf
Herodota göre, Artemisia ile gurur duyarak "Bugün erkekler kadın gibi, kadınlar da erkek gibi dövüştü"
http://www.medyahabercisi.com/2014/02/artemisia-kimdir.html

Ancak Karya tarihindeki en önemli isim kuşkusuz Hekatomnos'un en büyük oğlu olan Maussollos'dur.
Başkenti Milas'tan Bodrum'a taşımış ve Halikarnos çevresinde önemli işlere imza atmıştır.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Mausolos

Kraliçe Ada ise Artemisia'nın Kızkadeşi ve İskender, bölge yönetimini O'na vermiştir.
http://www.fundakalaycioglu.com/kralice_ada_kimdir.htm

Kraliçe Artemisia'nın hem kocası hem de erkek kadeşi(çok ayıp) yaptırdığı Mozole ise Halikarnas'ta olup dünyanın yedi harikasından birisidir de aynı zamanda.Ama yerinde yeller esmekte, taşlar önce Bodrum Kalesine, bilahare Aya Sofya'ya kadar uzandığı belirtilmektedir.http://tr.wikipedia.org/wiki/Halikarnas_Mozolesi

Amasra'nın adı da Persli Amastris'ten gelmektedir.
http://www.bartindef.gov.tr/amasra.htm

Yani demem o ki
Persler Büyük Millet ve tarihte ilkleri başarmışlar.
Ve bu Millet bize komşu.
Geçmişte, bize öcü gibi gösterenler oldu, maalesef.
Mart 2014 yılında 12 gün beraber oldum.
AYNIYIZ.Her şeyimiz ile.
Ayrıca çok kültürlü ve eğitimliler.
Dünyayı mükemmel takip ediyorlar.
Memleketin insanı hizmet sektöründe en sıkıntılı grup iken
Persliler ile stres sıfır.
Takdir etmeyi de çok iyi biliyorlar.
Hem maddi hem de manevi.
Ve Türkiye'ye büyük ilgileri var.
Çünkü orada yasaklar biz ise
Laik'iz.
Onlarla olduğum sürece,
Atatürk'ün ne kadar büyük bir insan olduğunu çok iyi anladım.
Yasaklar sadece şekli sağlıyor.
İçsellikte ise insanlar nasıl ise öyle.