Ahmet Kaya'nın güzel bir şarkısıdır,
Beni tarihle yargılayın;
http://www.youtube.com/watch?v=VywO9AsXjgI
Sözleri, Ersin Ergün'e ait.
http://ersinergun.com/
Bu güzel şiirleri yazanların ortak özelliği hepsi hapse girmiş.
Düşünce suçlusu.
Allah düşünün diye bir beyin vermiş biz kulları da ulan sen niye düşünüyorsun diye hapsetmişiz.
Aradan yıllar geçince, ya iade-i itibar, ya da binlerce kez özür dilemişiz.
Aynı hataya, durmak yok, aynen devam ediliyor.
Değerli sinsi kardeşim,
Benim yaş elli.
Bu tarihi, tarihçi olmayan birisi olarak, Allah'ın verdiği aklı kullanarak, düşünce suçu işleyerek yazıyorum.
12 Eylül'ü çok net hatırlıyorum.
O zamanki moda;
Sağ ve sol çatışmaları idi.
Yolda durdurur, sağcı mısın?Solcu musun?diye sorulurdu.
Bana da sordular;
Solağım, demiştim.
Elbette, insanların birbirini öldürmesi kabul edilemez ama hiç değilse bu işler, aleni idi.
O dönemden belli bir döneme birçok düşünen insan maalesef öldürüldü.
En son 28 Şubat'ı yaşadık, beraber.
Türk siyasi hayatının en zeki insanı;
Gerçek anlamda Profesör,
Rahmetli Erbakan, siyonizm dedi ve devrildi.
Şimdi yeni bir nesil var;
Çünkü emperyalistler,
Strateji değiştirdi
Alenilikten, sinsiliğe geçiş süreci.
Bu kişiler, dindar/kindar/sinsi.
Tıpkı Cizvitler gibi;
http://tr.wikipedia.org/wiki/Cizvitler
Nasıl ki bir ağacın meyveleri hemen alınmaz, yılların geçmesi lazım,
Bu yeni nesil,(dindar/kindar/sinsi)
Hakim oldu, savcı oldu, avukat oldu, her mesleğe sahip oldu.
En çok ta rızkın onda dokuzu, kaçmak değil, ticarettir diyerek tüccar oldu.
Çaktırmadan yerleştirildiler, kritik ve hassas yerlere.
Hanefi Avcı bile isyan etti ve Haliç'teki Simonlar dedi.
Vay sen misin bizi deşifre eden, hemen hapse.
Hem de yıllarını verdiği meslekte, en komik gerekçelerle:((
Şimdi değerli dindar/kindar/sinsi Kardeşim,
Bir kere, Müslüman kindar ve sinsi olmaz.
Aksine,hoşgörülü ve samimidir.
Kendi gibi olmayanları düşman gibi görmez.
Çünkü Allah bile tek yumurta ikizlerini farklı yaratmış.
Kainatı denge ve farklılık prensibine göre kurulmuş aksi halde bu dünya çekilmez olurdu.
Hani bazen, başkalarını hapse attırmak için kullandığın abidik, gubidik, twist numaralar var ya
Windows 2003-2007'ler:((
Hepsi farklı düşünen insanlar tarafından icat edilmiş.
Nasıl bir taktik izlersen izle, özü şu;
Eroini koy, ihbar et, sorgusuz sualsiz içeri at ve unut.
Tüm sanıkların savunması, valla bu eroini kim koydu, bilmiyoruz?
Bunu araştırmayan hakim ve savcı da büyük vebal altındalar ya da aynı takımdalar:((
Çünkü
Hakim yasa ve vicdana göre karar verir.
Yasa böyle diyemez,
Derse, sende hiç vicdan yok mu derler:((
Neyse dindar/kindar/sinsi Kardeşim,
Bir kere sinsi ve kindar olmak, ruh sağlığını bozar adamın.
Eşi ile mutlu olamaz.
Hani arabaya gaz verirken frene basmak gibi bir ruhsal durumdur, bu.
Hastasın, sen.
Sözüm sana değil elbet,
Bu hale getirenlere.
Bir kere, başındakiler maşa.
Bu maşayı tutanlar da senin kafir dediğin kişiler.
Şunu unutma, her kullanılan şey an gelir, bir kenara atılır,
En kısa süresi olan da tuvalet kağıdıdır.
Şimdi gelelim ne yapmamız gerekene;
Aynı dil,
Aynı kültür,
Müşterek tarih, aynı coğrafya.
Bizi biz yapan unsurlar çok.
Yabancı bir ülkede rastladığın aynı dili konuşan biri bile ne kadar heyecanlandırıyor.
Dindar/kindar/sinsi Kardeşim,
Önce şu kindar ve sinsi gömleğini yılan gibi çıkar ve at, gömlek değiştir, yani.
Bu oyunu tezgahlayanların senin kafir dediğin kişiler olduğunu bil.
Maşa olarak kullandıkları da en başındaki.
Milletimiz Atatürk'ün dediği gibi çok zeki.
Gel şu enerjimizi, birbirimizi kırmaya değil, daha ileriye gitmeye harcayalım.
En başta saman ithal etmeyelim.
Çünkü bu topraklar çok bereketli.
Şimdi moda;
Iphone mu ?
İnan biz daha iyisini yaparız.
Nasıl ki yediğimiz sebze ve meyvenin kökünü araştırmıyoruz, bırakalım şu köklere bakmaya, meyveleri adilce nasıl paylaşabilir, ona kafa yoralım.
Hele Kürt Kardeşlerim bizler et ve tırnak olmuşuz, bırakalım tırnak, yerinde durusun.
Çekersek, sadece et acımaz, tırnak ta yetim kalır.
Yani uzun lafı kısası,
Dindar/kindar/sinsi Kardeşim,
Adına ne dersen de bu dış güçler var ya
An geliyor, seni,
An geliyor, beni kullanıyor.
Birincisi buna müsaade etmeyelim.
İkincisi;
Bırakalım şu kindar ve sinsiliği,
Oturalım, konuşalım, birbirimizi anlamaya çalışalım.
En azından saygı duyalım.
Birbirimize asla yalan tuzaklar kurup komik durumlara düşmeyelim.
İnsanları, yalan gerekçelerle madur etmeyelim.
Yani demem o ki kan davalarında bile insanlar bir araya gelip barışabiliyor,
Ahmet Kaya ile başlamıştım;
Yine O'nla noktayalım;
http://www.youtube.com/watch?v=PrHI76GdzWI