Bir nesil yetiştirildi;
Kindar.
Ama bu arkadaşlar farkında ya da değiller ama kindarlar.
Ve burada,
Maalesef din kullanıldı.
Buna Allah ne der?
Bu değerli kindar kardeşlerimize sen şu olacaksın,
Hatta şununla evleneceksin dendi.
Emir büyük yerden.
Sonra, işe yerleştirildiler.
Bunun için Hak Hukuk hikaye.
Hak eden kazansın, bir yana kopyanın daniskaları yapıldı.
Bu arada,
AB'ye NAH gireceğiz diye bir sürü samimi yasalar çıkarıldı.
Bunlar kulağa hoş gelen şeylerdi ama samimilerle.
Apo teslim edilir edilmez, idam kalktı ki bunu kaldırtanlarda hala uygulanıyor.
Satranç oyunu gibi piyonlar, o kadar ustaca yerleştirildi ki
An geldi,
Düğmeye basıldı.
İçeriye ne kadar muhalif varsa tıkıldı.
İlk deneme aslında,
Van Rektörü idi.
Ve o olayda maalesef gururlu birisi hapishanede kendini astı.
Umarım sebep olan vicdanlar, sızlamıştır.
Dikkati çeken;
Uzun iddianameler,
Uçuk ve akla gelmeyen suçlamalar...
Maksat;
Hani röntrenci der ya;
Derin nefes al, tut nefesini tuuuut...
Bunlardan istenen de tut içeride tutabildiğin kadar, tuuuuut....:((
Ardından, Yaşar Büyükanıt iddianamesi çıktı.
Öyle bir iddianame ki MÖ'sine doğru gidiyor,sanki tarih doktora tezi.
Bu savcı HSYK ile gitti, sonra Yeni Anayasa ile geri geldi.
Bir hikaye anlatılır ya
Karpuzcu geliyor, tüm bunlar karpuzcuların arkadan geldiğinin işaretleri idi.
Ya kimse fark edemedi,
Ya da
Yapacak bir şeyleri yoktu.
Ergenekon,
Balyoz,
Oda Tv,
Karargah Evleri,
Casusluk vs...
Bir sürü dava daha açıldı.
Ve ne kadar muhalif varsa,
Torba yasa gibi hepsi içeri kondu.
Bu arada, çok komik şeyler de yaşanmadı değil, hala daha yaşanıyor.
Kasa dedikleri adam, beş parasız.
Kozinoğlu gibiler de maalesef hayatlarını kaybetti.
En son Ergun Sayın nerede ise Tahtalıköye giderken, affedildi.
Silivri,
Bir Sinop,
Bir Ulucanlar oldu, hem de bu çağda, bu teknolojik ortamda ve ulaşım imkanları ile.
Hadi eskiden kol kırılır, içeride kalırmış.
Şimdi osursan herkes üfff çok kötü koktu diyor.
Sadece Silivridekiler madur olmadı, aileleri, sevenleri...
Ama adamlar boş durmadı.
O kadar çok kitap çıktı ki
Hele bir kısmı yazanların bile aklına gelmeyen konular.
Zaten,
Ahmet Kaya'nın söz yazarlarının nerede ise tamamı, hapishaneye girip çıkmış kişiler.
Keşke hiç girmeselerdi ama
Bu kadar anlamlı sözler de oraya girmeyince maalesef yazılamıyor.
Şimdi tekrar düğmeye basıldı.
Süreç;
Apo'ya af ile bunlara da af verelim, olsun bitsin ile yürütülüyor.
Tabii bu süreci yönetenler,
Teslim edenler.
En son Tuncay Güney bile ilginç bir zamanla ile çıktı ekrana dedi ki
Bu bir proje idi.
Birilerinin düğmeye basması gerekiyordu,
Ben de hem kullanıldım hem de kullandım.
Şimdi nasıl yaşıyorsun sorularına?
Karıştırmayın oraları, Ham dolsun, geçiniyorum işte dedi.
Hani, katil öldürdüğü kişinin cenazesine gelir ya da
Vicdan azabından gelip teslim olur ya
Sorum kindarlara;
Eğer bu yaptıklarınızdan sonra,
Vicdanınız hala gram sızlamıyor ise
Bundan sizi yetiştirenler de korkmalı:((
Kindar.
Ama bu arkadaşlar farkında ya da değiller ama kindarlar.
Ve burada,
Maalesef din kullanıldı.
Buna Allah ne der?
Bu değerli kindar kardeşlerimize sen şu olacaksın,
Hatta şununla evleneceksin dendi.
Emir büyük yerden.
Sonra, işe yerleştirildiler.
Bunun için Hak Hukuk hikaye.
Hak eden kazansın, bir yana kopyanın daniskaları yapıldı.
Bu arada,
AB'ye NAH gireceğiz diye bir sürü samimi yasalar çıkarıldı.
Bunlar kulağa hoş gelen şeylerdi ama samimilerle.
Apo teslim edilir edilmez, idam kalktı ki bunu kaldırtanlarda hala uygulanıyor.
Satranç oyunu gibi piyonlar, o kadar ustaca yerleştirildi ki
An geldi,
Düğmeye basıldı.
İçeriye ne kadar muhalif varsa tıkıldı.
İlk deneme aslında,
Van Rektörü idi.
Ve o olayda maalesef gururlu birisi hapishanede kendini astı.
Umarım sebep olan vicdanlar, sızlamıştır.
Dikkati çeken;
Uzun iddianameler,
Uçuk ve akla gelmeyen suçlamalar...
Maksat;
Hani röntrenci der ya;
Derin nefes al, tut nefesini tuuuut...
Bunlardan istenen de tut içeride tutabildiğin kadar, tuuuuut....:((
Ardından, Yaşar Büyükanıt iddianamesi çıktı.
Öyle bir iddianame ki MÖ'sine doğru gidiyor,sanki tarih doktora tezi.
Bu savcı HSYK ile gitti, sonra Yeni Anayasa ile geri geldi.
Bir hikaye anlatılır ya
Karpuzcu geliyor, tüm bunlar karpuzcuların arkadan geldiğinin işaretleri idi.
Ya kimse fark edemedi,
Ya da
Yapacak bir şeyleri yoktu.
Ergenekon,
Balyoz,
Oda Tv,
Karargah Evleri,
Casusluk vs...
Bir sürü dava daha açıldı.
Ve ne kadar muhalif varsa,
Torba yasa gibi hepsi içeri kondu.
Bu arada, çok komik şeyler de yaşanmadı değil, hala daha yaşanıyor.
Kasa dedikleri adam, beş parasız.
Kozinoğlu gibiler de maalesef hayatlarını kaybetti.
En son Ergun Sayın nerede ise Tahtalıköye giderken, affedildi.
Silivri,
Bir Sinop,
Bir Ulucanlar oldu, hem de bu çağda, bu teknolojik ortamda ve ulaşım imkanları ile.
Hadi eskiden kol kırılır, içeride kalırmış.
Şimdi osursan herkes üfff çok kötü koktu diyor.
Sadece Silivridekiler madur olmadı, aileleri, sevenleri...
Ama adamlar boş durmadı.
O kadar çok kitap çıktı ki
Hele bir kısmı yazanların bile aklına gelmeyen konular.
Zaten,
Ahmet Kaya'nın söz yazarlarının nerede ise tamamı, hapishaneye girip çıkmış kişiler.
Keşke hiç girmeselerdi ama
Bu kadar anlamlı sözler de oraya girmeyince maalesef yazılamıyor.
Şimdi tekrar düğmeye basıldı.
Süreç;
Apo'ya af ile bunlara da af verelim, olsun bitsin ile yürütülüyor.
Tabii bu süreci yönetenler,
Teslim edenler.
En son Tuncay Güney bile ilginç bir zamanla ile çıktı ekrana dedi ki
Bu bir proje idi.
Birilerinin düğmeye basması gerekiyordu,
Ben de hem kullanıldım hem de kullandım.
Şimdi nasıl yaşıyorsun sorularına?
Karıştırmayın oraları, Ham dolsun, geçiniyorum işte dedi.
Hani, katil öldürdüğü kişinin cenazesine gelir ya da
Vicdan azabından gelip teslim olur ya
Sorum kindarlara;
Eğer bu yaptıklarınızdan sonra,
Vicdanınız hala gram sızlamıyor ise
Bundan sizi yetiştirenler de korkmalı:((
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder