31 Ekim 2013 Perşembe

evlat:))

Baş örtü takanlar da takmayanlar da
Bu ülkenin evlatları.

Çarşafa giren de dolayan da

Kondom takanlar da takmayanlar da
Bu ülkenin evlatları.

Adet gören de görmeyen de

Sevaba giren de günah işleyen de
Şarap içen de içmeyen de
Namaz kılan da kılmayan da
İnanan da inanmayan da
Kurban kesen de kesmeyen de
Biatla yetişen de yetişmeyen de
Kemal'i seven de sevmeyen de

Sakallı gezen de gezmeyen de
Şapka takan da takmayan da
Vergi veren de vermeyen de
Askere giden de gitmeyen de
Darbe yapan da yapmayan da
Et yiyen de yemeyen de
Altına yapan da yapmayan da
Gezi Parkı eylemine katılan da katılmayan da
Bize oy veren de vermeyen de
Malı götüren de götürmeyen de
Bu ülkenin vatandaşı

Kaptan:))

Efendim,
Siz,
Belediye Başkanı,
Kaymakam,
Vali,
Milletvekili,
Bakan,
Başbakan,
Hatta Cumhurbaşkanı olabilirsiniz
Ama
Ehliyetiniz yok ise
Hiç bir vasıtayı kullanamazsınız.
Farz edelim ki
Allah korusun, bu esnada bir kaza oldu;
Savcı'nın ilk soracağı belge ne?
Ehliyetin var mı:))

29 Ekim 2013 Salı

hastalıklar:))

Kalp hastalığı olur,
Böbrek ya da diş.
İnsanın kolu kırılır,
Ya da kalbi.
Düşer, dizi parçalanır.
Gözü şişer,
Yüreği daralır.
Migren ya da baş ağrısı.
Ama
29 Ekim,
10 Kasım,
23 Nisan,
19 Mayıs hastalıkları neden olur?

28 Ekim 2013 Pazartesi

Cumhuriyet:))

Bir adam vardı,
Canı sıkılan.
Bu Canı Sıkılan Adam;
Her erkeğin rüyalarını süsleyen,
Harem'deki kadınlarla yaşamak varken,
Sen git, Harem'i dağıt.
Ardından,
Ama gönülden ya da gönülsüzlükten,
Herkese,
Padişahım sen çok yaşa dedirtmek varken,
Bunu kaldır.
Dölden döle iktidara gelme yerine,
Seçimden seçime seçilme sistemini getir.
Bundan madur olanlar bile
Valla, Canı Sıkılan Adam doğru yaptı derken,
Bu, Adam sayesinde,
Rüyalarında göremeyecekleri makam ve ünvanlara sahip olanlar,
Madur olanların sevmemelerini, nefret etmelerini, hatta bir imkan olsa da eski sisteme geri dönmek İstemelerini anlıyorum da
Size ne oluyor?
Ve, sizin gibilere,
Ne derler?


23 Ekim 2013 Çarşamba

sehven:))

Sehven;
Kasıtla yapılmayan hata demek.
Ama
Son günlerde,
Kasıtla yapılan tüm hatalara,
Sehven dersen,
Valla
Burası Türkiye Cumhuriyeti olmaz da
Olsa olsa
Sehven Cumhuriyeti olur.

21 Ekim 2013 Pazartesi

kuşlar:))

Beş günlük tatil nedeni ile kuşumuzu komşuya bıraktık.
Sağ olsunlar bizi aratmamışlar ama
Eve gelince sanki erimiş.
Neşesi gitmiş.
Ötmez olmuş.
Sebebi;
Belki, bizi özledi.
Belki, yemek alışkanlıklarını tam bulamadı.
Belki, oda sıcaklığı soğuk geldi.
Belki, bunların hepsi,
Belik de bilemediğimiz şeyler.
Ama bir gerçek var ki
Haydar Dümen'e sormaya gerek yok,
Tüm kuşlar;
Yalnız kalınca,
Bunalıma giriyor.

14 Ekim 2013 Pazartesi

yönetim:))

Allah,
Üç türlü canlı yaratmıştır.
Bunlardan, bitki ve hayvanlar, samimi,
Maalesef insanların bir kısmı sinsidir.
Nasıl ki
Hacı, Hacı'yı Mekke'de,
Deli, deliyi dakkada bulur,
Sinsi de sinsiyi, sinsilikte bulur.
Bu sinsiler,
Aralarında sinsice anlaşırlar,
Ve bizi sinsice yönetirler.
Buna, bazen kominizm,bazen demokrasi, bazen  de oligarşi denir.
Nasıl ki bir insanı en iyi, dilinin ucu bilir.
Bizim de nasıl yönetildiğimizi,
Kapalı kapılar...

12 Ekim 2013 Cumartesi

sevmek:))

Bazı kelimeler,
Ağızdan çok kolay çıkar.
Mesela;
Seni Seviyorum.
Ama
Bu ''Seni Seviyorum'' un gereklerini yerine getirmek,
Kainatın en zoru şeyidir.
Siz siz olun,
Yerine getiremeyeceğiniz,
''Seni Seviyorum''ları asla söylemeyin.

11 Ekim 2013 Cuma

fani:))

Ayak kaydıranlara,
Sinsilik yapanlara,
Daima kötü düşünenlere,
Brütüs gibi davrananlara,
Çelme takanlara,
Kıskançlıktan çatlayanlara,
Tuzak kuranlara,
Kişileri haksız yere itham edenlere,
Suçu olmadığı halde, içeri girmesine neden olanlara,
Bir insan genetiğinde ne kadar olumsuz davranış varsa, bunlara gösterenlere;
Bu dünya,
Fani be kardeşim, değmez.

insan:))

Allah,
Bitki ve hayvanlara öyle bir yazılım yüklemiştir ki
Kainat kurulduğundan beri,
Bu yazılımlar,
Ne bozulmuş,
Ne çökmüş,
Ne de virüs kapmıştır.

Allah,
Bitki ve hayvanlara,
Öyle bir donanım biçmiş ki
Kainattan kurulduğundan beri,
O donanımlar,
Ne küçülmüş,
Ne  büyümüş,
Ne de bozulmuştur.

Allah,
Bitki ve hayvanlarda,
Öyle bir güvenlik açığı vermiştir ki
Kainat kurulduğundan beri,
Ne hayvanlar,
Ne bitkiler,
Ne de insanlar aç kalmıştır.

Allah,
Bitki ve hayvanlara,
Öyle bir üreme vermiştir ki
Kainat kurulduğundan beri,
Ne bir aşk,
Ne bir izdivaç,
Ne de bir boşanma olmuştur.

İşte,
İnsanı,
Bitki ve hayvanlardan ayıran nokta da
Bu;
Samimiyette,
Bitki ve hayvan gibi olmak,
Aşkta ise
Hayvan ve bitki gibi davranmamak:))

5 Ekim 2013 Cumartesi

Bizi AB'ye almasınlar:))

Şimdi düşünsene,
Ab'girdik.
Bir anda her şey monotonluğa dönüştü.
Ne kadar çekilmez bir ülke oluruz.
Halbuki bizler;
Alıştık her gün, hatta her an gündemin değişmesine.
Verilen anlamlı/anlamsız demeçlere...
Twitter'dan biri mesaj atıyor, Belediye Başkanı'na biraz hakaret ediyor gibi
Birazdan Belediye Başkanı arıyor cepten,
Özür dile diyor, dilemezsen yazacağım cebini twitter'a ve yazıyor.

Biri çıkıyor;
Bir gün AK diyor, ertesi gün KARA.
Hem de sen ben değil.
Çok önemli birisi.
Hatta her an TV'lerde, önüne konan metinleri ha bire okuyor...

Soruyorlar,
Nereden geliyor, bu zenginliğin?
Takalar, geliyor, diyor, allı yeşilli.

Biri var;
Ne dediğini kendisi de anlamıyor,
Hem de epey yükseklerde.

Bizim maalesef, Gavur dediğimiz,
Her dairenin nereye park edeceğini belirlemiş.
Olur mu?
Olmaz:))
Bizim park nedeni ile kavga etmemiz lazım.
Hatta bir hiç yüzünden,
Bir piç tarafından kah yaralanmamız, kah öbür tarafa gönderilmemiz lazım.

Tam, saat 22'de bir sokak arası düğünü başlıyor.
Adam diyor ki
Kardeşim, benim düğünüm var.
Duysun, herkes.
Sesi sonuna kadar açıyor,
Keşke ses düzeni iyi olsa.
Sanatçının sesi ise evlere şenlik.

Yolda çevirme oluyor,
Ama bu çevirme, kuzu çevirme değil.
Hele, piliç, hiç değil.
Neyse,
Bir çorba parası ile

Tam demokrasi paketi açıklanırken,
Muhalif gazeteciler çağrılmıyor,
Üstüne soru sormak yasak.

Biniyorsun, İstanbul'da taksiye.
Taksici diyor ki
Abicim,seninki KISA mı?
Şimdi desen ki Erkek adamınki Kısa olur mu, o ne biçim soru?
Dayak hazır, hem de cennetten çıkma.
UZUN diyorsun, mecburen, UZUN, evladım, UZUN.
Hem de tahmin edemeyeceğin kadar UZUN.

Tam köşede,
KOKOREÇÇİ.
Hem de kokuta kokuta.
Çevresinde ellerinde biralar,
Hem de saat 22'den sonra.
Muhtemelen, perakende yerine TOPTAN aldılar...

Sözde sigara yasak,
Her yer nargileci oldu.
Dumansız hava sahası derken,
Bacası tüten fabrika kalmadı.

Oradan bir yetkili.
Oğlum, biraz rahat dur,
Yoksa bu yerin altıda var.
Üstüne,
Kendisini tanırım'' iyi çocuktur.'' tekerlemesi.

Ve,
İçeride kim bilir kaç yıldır haksız yere yatanlar.
İçlerinde birçok Vekil de var.

Ve,
Terörist gazeteciler...
Tenörist Apo ise her gün resital veriyor.

Bu liste sonsuza kadar uzar gider,
Tıpkı bir türlü yıkılamayan Cumhuriyet gibi
Ne sağlam BETON atmışsın be
Yiğidim, Aslanım, burada yatıyor...

Şimdi girdik,
Ab'ye.
Şu anlamsız satırları bile yazmak mümkün değil.
Çünkü Kırk sene düşünsen,
Konu çıkmaz.
Ama bir başkadır benim Memleketimde,
Her şey mümkün.