18 Mart 2014 Salı

Atatürk ve Çanakkale.

Dört yılda bir yapılan futbol şampiyonasında,
En az bir yıldız parlar.
Bilahare o yıldız,
O ülkenin antrenörü olur.

Çanakkale Savaşlarında Atatürk,
Bir yıldız gibi doğdu.
Nasıl ki
Bir savaş top-yekun harptir.
Maddi, manevi.
Bir takım da
Yöneticisi,
Antrenörü,
Taraftarı,
Oyuncuları,
Malzemecisi,
Masörü,
Doktoru ile
Arkasında ise medya desteği.
Hele bu maç şampiyonluk maçı ise
Milletçe kilitlenip
Sahadan ve saha dışından dünyanın her yerinde vatandaşlarımız ile
Tek yürek oluruz.
Hele kazanınca,
Sevinçten ne yapacağımızı şaşırır,
Maalesef, bu arada ölenler ve sakat kalanlar olabilir:((

Buna en güzel;
Fatih Terim ve
Avrupa Şampiyonu olan Galatasaray'dır.
İşte yakın tarihte,
Fatih Terim ve Galatasaray ne yapmış işe
Benzer şeyi,
Bağımsızlık Savaşında,
Mustafa Kemal ve
Türk Milleti yapmıştır.

Çanakkale'de yıldızı parlayan Atatürk,
Sakarya ve Büyük Taarruz'da,
Başkomutan olarak,
Arkasına Halk desteğini de alarak,
Arkadaşları ile beraber,
Buna;
Kurmay Heyeti diyelim.
Maddi ve manevi tüm unsurlarla beraber,
Buna;
Top yekun harp diyelim.
Yunanlıları iki kez mağlup etmiştir.
Yani işin özü;
Ne Atatürk tek başına,
Ne de
Millet, başsız bu işleri başarabilirdi.



Çanakkale

Atatürk,
Çanakkale'de bulunmadı.
O zaten mitolojik bir kahramandı.
Arıburnu'na çıkarma yapan Anzac'lar ile Conkbayırı'nda hiç karşılaşmadı.
Ben size;
Taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum, demedi.
Conkbayırın'da göğsünde şarapnel patlamadı.
Anafartalar da ise ikinci kez çıkarma yapan birlikleri hiç geri püskürtmedi.
Kendisine verilen ihtiyat görevi idi.
Ama Liman Von Sanders ile irtibat kurulamıyordu.
Durumdan vazife çıkararak,
Birliklerini muharebeye sokmadı.
Aç kalmadı,
Susuz kalmadı,
Sürekli uyudu,
Yan gelip yattı.
''Yabancı asker annelerine;
Onlar bizim de evlatlarımız, demedi.
''Okuma bilenler ellerinde Kuran'ı Kerim,
Bilmeyenler, dudaklarında,
Tekbir getirerek birazdan öleceklerini bile bile ölüme gidiyorlardı,
İşte Çanakkale Savaşlarını kazandıran ruh;
Bu Ruhtur diye bir şey demedi.
Seyit Onbaşı'yı Balıkesir Havsa'da ziyaret edip maaş bağlamadı.
İşin özü;
Atatürk diye birisi yoktu.



16 Mart 2014 Pazar

din

Allah'a inancım tam.
Diğer hususlar Allah ile benim aramda.
Kolay kolay yalan söylemem.
Haramdan acayip kaçarım.
İçimde asla kin ve nefrete yer yoktur.

İnsan insandır benim için,
Ne Alevi,
Ne Sunni.
Ne de Kürt Türk derim.
Elin gavuru,
Siyah ırk,
Çok fakir,
Hamal ve asla demem.

Ben ne kadar,
Demem, yapmam, küçümsemem ise
Sürekli ağızlarında din olanlar,
O kadar kolay yalan söylüyorlar ve
Dinen yasak olan şeyleri
O kadar kolay yapıyorlar ki,
Bu din,
Nerede yazan bir din?

14 Mart 2014 Cuma

akıl:))

Allah canı verir ve alır.
Buna yürekten inanan birisi olarak,
Öldürmeye ne hikmet olursa olsun karşıyım.
Tek istisnası;
Meşru müdafaa olabilir.
Bilek güreşi,
Güreş,
Boks gibi bir sürü sporda ne var?
Yenmek.
Mücadele ve neticede;
Bir yenen, bir yenilen.
İş, politik mücadeleye gelince,
Neden öldürmek.
Allah, kullarına niçin akıl verdi?
Akıllarını, bilek güreşi yapar gibi yarıştırsınlar.
Hakem de
Millet olacak.
O halde,
Öldürmek niye?


13 Mart 2014 Perşembe

ruh sağlığı nasıl bozulur:))

Allah tüm kullarını samimi yaratmış iken
Ama
Sinsi ol,
Kendini belli etme,
Her renge gir,
İcabında, günah ne var ise işle.
İktidarı ele geçirmek için her yol mubah.
Öyle birisi ile evlen ki
Kimse vaziyeti çakmasın.
Ayak üstü kırk yalan söyle.
Haram, yiyebildiğin kadar ye.
Allah'ın verdiği aklı çalıştırıp ne kazanacaksın.
Biz ne diyor isek
Onu yap.
Seni hayalinde göremeyeceğin yerlere getiririz.
Maaşını Devletten al ama bize çalış.
Vicdan ile karar vermen lazım iken
Boş ver, biz ne diyorsak onu uygula.
Bu ve buna benzer şekilde yetiştirilen,
Bir kişinin,
Ruh sağlığı olabilir mi:))


12 Mart 2014 Çarşamba

psi:))

Psi;
Pounds per square inch 
Yani birim 'inç''e uygulanan, 453.59 gram basınç demek.
Araç tekerlerinde yazar;
Kışın basınç şu kadar olmalı,
Yazın bu kadar.
Son çıkan araçlarda, 
Tekerin herhangi birinin ayarı bozulduğu zaman,
Uyarı verir.
Ve en yakın lastikçiye git, der.
Fazlası da azı da zararlı.
Ama gel gör ki
Bizde olur olmadık kişilere;
Öyle övgüler yapılır ki
Şişir, babam, şişir.
Ya kardeşim,
Şişirmeyin bu kadar.
Sadece lastik mi şişer bu kadar?
Elinizde hiç mi balon patlamadı?
Nasıl ki şişirilen her şeyin son haddi var,
İnsan da öyle.
Patladı işte:))

paraşüt:))

Paraşütle atlamak;
Adrenelindir ama önce eğitimi verilir.
Çünkü
Risklidir.

Şu sıralar tipler türedi,
Paraşütle indirilen makamlara.

İnerken göremiyorsunuz elbet.
Ama
Bu zatlar,
Ettikleri laflarla,
Söz ve davranış tutarsızlıkları ile
Bangır bangır,
Ben paraşütle indirildim, diyor.

Öyle sırıtıyor ki
Kendisi de farkında değil.
Olsa,
Hiç değilse
Kendini belli etmeyecek,
Ama
Paraşüt bu:))

11 Mart 2014 Salı

sistem kurmak:))

Memleket,
Allah'a şükür epey şey üretmeye başladı,
Eskisi değil.
Bir buz dolabı çok rahat en az 20 sene tıkır tıkır çalışıyor.
Çamaşır makine,
Ya da
Bulaşık.
Otomobil,
Ya da
Lokomotif.
Uçak ya da helikopter.
Ama gel gör ki
Ülkenin siyasal sistemi,
Bir çamaşır makinesi kadar olamıyor.
Tıkır tıkır işleyen bir sistem kurmak yerine;
Bu gün şurasını,
Yarın da burasını değiştirelim.
Ey Allah'ım,
Sen siyasilere,
Sistem Mühendisliği akıl ve zekası ver.

demir:))

Demir,
Ham madde.
Ham çökelek gibi.
İnsanınki de toprak.
Dün gece rüyamda demirle konuştum.
Kainatı, sizi, bizi yaratan;
Allah.
Bize akıl vermiş.
Aklımızı kullanarak,
Kainatta mevcut ham maddeleri kullanarak bir şey yapalım demişiz.
Demir Kardeş,
Şimdiye kadar senden neler yapmadık ki?
İlk başta en ilkel alet ve avadanlık der iken
Şimdi kullanmadığımız yer yok gibi.
Karışımlarla neler yapıyoruz, neler.
Bizi yukarıdan izleyen Yüce Allah,
Bizlerle ne kadar gurur duyuyordur, kim bilir.
Demir Kardeş,
Seni bazen çok pis işlerde de kullandığımız oluyor.
Nerede kullanılmamak istersin, oysa?
-Beni, her yerde kullanın, bir yer hariç.
O da
Benden fırıldak yapmayın.
Çünkü
İnsanlardan o kadar çok var ki
Kendimden utanıyorum:))

10 Mart 2014 Pazartesi

William Shakespeare:))

Basına yansıyanlardan oyunumuzu yazalım;
The Cemaat diye bir yapı var.
Bu yapının bir lideri ve müritleri var.
İçlerinde bulunmadığım için nasıl yetiştirildiklerini bilemiyorum ama
Yansıdığı şekli ile
Kemal'e deccal ve beton diyecek kadar çok seviyorlar.

Allah kendini belli ederken,
Asla kendilerini belli etmiyorlar.

''Dinler arası diyalog ve hoşgörü'' der iken
Menfaatleri çatışınca,
Göz gözü görmüyor.
Ellerinde ne var ise
Özellikle de dinleme ve izlemede çok uzmanlar.

Cemaat özellikle müritlerine,
Hakim ol,
Savcı ol,
Avukat ol,
Polis ol diyor.
Ve oluyorlar.

AB'ye nah gireceğiz diye yasalar çıkıyor,
Adamlar özenle yerleştiriliyor,
Kamuoyu oluşturuluyor,
Sonra bir gün düğmeye basılıyor.
Ne kadar Atatürkçü var ise
Sahte deliller,
Destanımsı hikaye iddianameler,
Ve
Yasa ve vicdanı ile karar veren hakimler ile bir giriyorsun,
Çıkışın;
Çıkarın bunları deyinceye kadar.

Bu arada,
Yürütenler ile Cemaat;
Ne istedik, size vermedik,
Yargı ve Polis'i Cemaate bağladık modunda.
Aynı şey yürütenlerin başına gelince,
Bu sefer,
Bunlar haşhaşi muhabbeti.
Ve
Beddua;
Dilerim Tanrı'dan gülmesin yüzün,
Benden başkasını seversen eğer.

Bu yapının bir kolu seni sinsice içeri sokmuş,
Maddiyatla ölçülmeyecek şekilde,
Hürriyetini kısıtlamış,
İçeride kaldığın sürece de
Hem maddi hem de manevi açıdan,
Seni madur ediyor.


Sen ise
Bu sinsi oyunda,
Sinsice içeri girmiş,
Nasıl dışarı çıkarım diye çırpınan birisin.
Ve
Bir avukat tutman lazım.
Ama
Avukatta Cemaatten.
O da para kazanma derdinde.
Ve konuyu en başından BAL gibi biliyor,
Ve sana ben Cemaatten mi diyecek?
Avukatın olacak ve seni savunacak.
Sen de
Tamam, bunları çıkaralım, yeter bu kadar dendiğinde,
Özgür olacaksın.
Ve o ana kadar,
Avukata hem para ödeyecek
Hem de
Minnet duyacaksın.
Alsana bir
William Shakespare oyunu:))

9 Mart 2014 Pazar

sanat ve sanatçı:))

Yüce Mevla'm,
Bülbüllere aynı sesi vermiştir,
İnsanlarda ise birkaç kişiye.
Tavuş kuşlarının erkek olanları,
Hepsi aynı güzelliktedir, rengarenk,
Erkeklerin birkaçı.
Köpeklerin hepsi sadıktır,
İnsanların bazıları...

Yani demem o ki
Allah, hayvanlara toptan,
İnsanlara ise istisna yetenekler verir.

Onun içindir ki
Sesi güzel olan,
Yakışıklı ya da çok güzel olan,
Çok ilgi çeker.
Kişilik olarak ta
Bazı karakterler acayip sağlamdır.

Bu kişiler,
Sadece ilgi çekmekle kalmaz,
Birçoğu meşhur olur
Ve para kazanmaya başlarlar,
Bu maddi/manevi yeteneklerinden.

Ben,
Bu Allah vergisi denilen yeteneğe aşığım.
Tam bu noktada,
Efendim,
İdeolojimiz uyuşmuyor,
Tipini beğenmedim,
Kişiliği beş para etmez,
Zamanında şunu demişti de
Demem.

Yani
Sanat ayrı, o kişi ayrı.
Bir de kişileri yakından tanımak lazım.
Uzaktan davulun sesi hoş gelir.
Medyadan olumsuz gelen birisi yakından tanısan,
En sevdiğin kişi olur,
Ya da
Tam tersi.

Ama çevremde sık sık şunu duyuyorum;
Bırak şu ibneyi.
Orospu, kaltak.
Tekerlek O
Acayip bölücü.

Allah vergisi sanatını değerlendirin.
Diğer hususlara gelince;
Herkesin özelidir, deyin.
Eğer tam gönlünüze uyan bir kişilik ve sanatçı ararsanız,
Bir tane bulma şansınız kalmaz,
Çünkü
Sanatçılar;
AYKIRI'dır:))




8 Mart 2014 Cumartesi

diş sağlığı:))

Ne zaman seçimler gelse,
Adayların büyük çoğunluğu resimlerinde,
Pişmiş kelle gibi sırıtarak poz vermeyi çok seviyorlar.
Bir kısmı;
Türkücü İzzet Yıldızhan gibi abartı çok olsa da
Ne kadar samimi oldukları tartışılır olmakla beraber,
Diş sağlığı açısından çok faydalı bir kampanya.

7 Mart 2014 Cuma

Kadınlarımız:))

Sonradan değiştirme olmaz ise
Cinsiyet seçimi;
Allah'ın Takdiri.

Bazı değiştirmeyenler de
Cinselliği farklı şekillerde yaşayabiliyorlar.

Nasıl ki
Kapanan bacılarımız,
Bu benim bireysel tercihim, diyor,
Cinsellik te öyle.
Bireysel tercih.

Burada,
Analık ile diyeceğim tek cümle;
Ana rahmine düşünce başlayan ve son nefesine kadar,
Aynı heyecanla seven bir aşk.


Biz erkekler,
Kendimizi güçlü sanırız.
Kadın ruhu gücü yanında,
Bizim gücümüz,
Masal,
Hikaye,
Roman,
Ve
Mitoloji...

Kadın ruhu öyle incedir ki
Bu incelik,
En ince saç telinden bile
Daha ince.

Kadınlar içten sever,
Çünkü
Hem çocuklarını,
Hem de
Aşklarını -içlerinde- hisseder.


Altın günü derler,
Pasta-börek derler,
Bir araya gelirler...
Biz,
Erkekler ise
Ancak maçta,
Onda da
Ana-avrat küfür.


Dünyada hangi sözlüğü baksak;
Anayasa,
Ana yol,
Ana kucağı,
Ana şefkati...
Tek olumsuz kelime,
Karşınıza çıkmaz,
Kadın ile ilgili.

Baba ile ilgili
Şöyle der sözlük;
''Bu zamanda babana bile güvenme''

Bu gün hangi müzeye gitseniz,
Sizi ANA Tanrıça karşılar.

Kadı-n,
Kadı vardır, kelime köklerinde.
Er-kekte ise
Kek:))


Kadın,
Ret cevabını çok kibar verir;
Başım ağrıyor:))



Kadın,
Felsefik anlamda,
Çok derindir,
Sevdiklerini içine alacak kadar,
Derin.



Bu kadar olumlu özellikleri olan kadınların hiç mi olumsuz özellikleri yok?
Olmaz mı?
Biri;
Aşık olunca,
''Saçı uzun, aklı kısa'' moda girer.
Diğeri;
Uçkuruna çok düşkün erkeklere,
Çok güvenirler.
Ve
Acayip kıskanırlar.

Nasıl ki iki horoz aynı kümese konulduğunda,
Kavga etmeye başlar,
Kadınlar da
Rakipleri ile sürekli çekişirler.

E=mckare formülünü yazan,
Albert Einstein,
Kadınlar için tek formül geliştirememiştir.


Uzun lafın kısası;
Kadınları anlatan en güzel tasvir;
İnce ruhtur.

Odun,
Kereste,
Ve kütükten ibaret erkekler ise
Ne anlar,
Bu incelikten:))





5 Mart 2014 Çarşamba

oy:))

Oy vermek;
Sadece tuttuğun partinin kazanmasına katkıda bulunmak değil Kardeşim.
O verdiğin oy,
Adı üzerinde,
Seni bir güzel oyabilir.
Bir anda savaşa sürükleyebilir,
Komşularınla kavgalı hale getirebilir.
Ülke rüşvet ve yolsuzlukla yönetilir hale gelebilir.
Yargı, bağımsızlığını kaybedebilir,
Yasama; kendilerine çalışabilir,
Yürütme, durmadan yürütür hale gelebilir,
Anayasa; baba-yasa olur;
Ben sizin, babanızım,
Ben ne der isem o olur.
Demokrasi;
Salça gibi olabilir, vıcık vıcık.
Alım gücün sürekli düşer.
Ciğeri beş para etmez insanlar, acayip paralanabilir.
Hak etmeyenler, paraşütle koltuklara indirilebilir.
Ülke kokuşmuş hale gelebilir.
Hizmet götürme adı altında, neler götürülür, neler...
Ülke parçalanabilir,
İç savaş çıkabilir,
Düzenin, -d-si kalmayabilir.
Yani,
Eski günleri mumla arayabilirsin,
Tek oylu Kardeşim.
Kazıklı Voyvoda, kazığı, dayadığında,
Aman orası da acayip kaşınıyordu,
Çok iyi geldi, demiyorsan,
Tek oy deme;
Her oy altın değerinde:))

4 Mart 2014 Salı

hoş sloganlar:))

Bazı sloganlar kulağa çok hoş gelir.
İşte bu noktada biraz durun derim.
Şöyle ki
Uzun süre şunları duyduk;
Dinler arası diyalog ve hoşgörü.
Menfaatler çatıştı,
Ne din kaldı,
Ne de hoş görü.

Deniz Feneri dediler,
Ne kadar güzel.
Denizde, bir fener.
Almanya dedi ki
Yolsuzluk var,
İlgilileri attı içeri.

İleri demokrasi dediler,
Demokrasi olan ülkelerden o kadar ileri gittik ki
Onlar da şaşkın,
Bu nasıl bir demokrasi diye?

Adalet dediler,
Adı Adalet olanlar kaldı,
Kala kala.

Kalkınma dediler,
Acayip kalkınmışlar.

Peki,
Ne yapmalı?
Nasıl ki
Nasrettin Hoca,
Eşeğe ters binermiş.
Ne deniyorsa,
Tersten okuyun.

3 Mart 2014 Pazartesi

mal varlığım:))

Şu sıralar mal varlığı açıklama modası başladı.
Bunların bir kısmı doğru,
Bir kısmı;
Yalan mı yalan.
Gerçeği;
Allah biliyor,
O da kanmayacağına göre?

Benimkine gelince;
Bir öküz,
Bir deve,
Bir eşek,
Bir sığır,
Bir yılan,
Bir çiyan,
Bir akrep...
Velhasıl ne kadar hayvan var ise
Hepsinin -tüm özelliklerini- taşıyor;
Bünyem:))

2 Mart 2014 Pazar

sinsilik:))

Allah hiç bir kulunu sinsi dünyaya getirmez.
Olur ise kendisi olur.
Ama çok yıpratıcıdır.
İçin için yer durursun.
Kendini olduğundan farklı göstermek acayip enerji kaybıdır.
Hele evli isen?
Enerjini eşine harcıyacağına sinsiliğe harcamak,
Başta eşini mutsuz yapar.
Bu da çocuklara yansır.
Sen kendini ne kadar saklarsan sakla,
Gözlerin,
Yaydığın enerji,
Davranışların ele verir, seni.
En iyisi mi Kardeşim,
Bırak şu kendini gizlemeyi,
Allah,
Akrep yaratmış,
Yılan,
Çiyan.
Sen verdiği akıl ile samimi ol.
Çok daha huzurlu ve mutlu olacaksın bu dünyada,
Çünkü
Allah,
Samimi kullarını sever.

1 Mart 2014 Cumartesi

Abd:))

Abd,
72 Milletten kurulu.
Bir apartman düşünün 72 daireli.
Her biri, ayrı Millet.
Her birinin,
Dili,
Dini,
Irkı,
Rengi,
Kültürü,
Her şeyi farklı.
Kim kime güvenir?
Kim kime ziyarete gider?

Apartman nasıl yönetilir?
Önce,
Apartman için bir yasal metin hazırlamalı.
Hem her Milleti dikkate almalı,
Hem de
İstisnasız uygulanmalı.

Yönetici ise
Bu işi gerçekten iyi yapacak ama
İki dönemden fazla da yapmayacak şekilde seçilmeli.
İşte;
Abd:))

gidiyorum:))


Gidiyorum gözümde yaslar...
Kalbimde hatıralar..
Gidiyorum içim acıya acıya
Sensizligi yaşaya yaşaya.

Gidiyorum gülüşün benim gülüşüm
Tenin sanki benim...
Gidiyorum gözlerin gözlerimde..
Allahım bu sensizlik niye?

Gidiyorum aklımda ilk bulusmamız
Sanki dün gibi ....
Gidiyorum elimde bana aldıgın çicek
Yaprakları bile gidişime küskün....

Gidiyorum bir daha dönmemecesine
Ölüme gider gibi...
Gidiyorum içimde büyük bir boşluk
Sensizlikse sonsuzluk...
(Kızıma ait)

fırıldak:))

fırıldak
O öyle bir fırıldaktı ki,
Onu gören fırıldak
Dönmeyi bıraktı.
Çünkü fırıldak,
Çevrilen yöne,
Harcanan kuvvet kadar döner...

Bunun ise,
Ne zaman
Nerede
Ve ne şekilde döneceğini
Kendisi de bilmiyordu...

Sadece dönse,neyse.
Ne zaman dönse,
Mutlaka birilerini
Bir yerlere gönderiyordu....

Olan gidenlere oldu,
Ama O hala dönmeye devam ediyor....

sensizlik korkusu:))

Çogu zaman içimi acıtan,
Hayat damarlarımı bir anda koparan,
En önemlisi de,seni kaybetme hissi yaşatan,
Bir sensizlik korkusu var bende...


Yoklugunda kahroldugum,
Kor ateşlerde yandıgım,
Her gece kabuslardan uyandıgım,
Bir sensizlik korkusu var bende...


Aklıma geldikçe gözlerimi yaşlarla dolduran,
Etrafımı karanlıkla saran,
Beni yalnızlıga ellerinle bırakan,
Bir sensizlik korkusu var bende...
(Kızıma ait)