parola:))

Parola ve işaret

Sadece askerde kullanılmaz.

Hristiyanlık yasak olduğu dönemde;

Evlere balık işareti yapılırdı, mesela.

Kimi yasaktan,

Kimi de çaktırmamaktan,

Hep vardı, var da olacak, zaten.

Biz de ise

İlk işaret;

Selamın Aleyküm ile başladı.

Bu öyle bir cümle ki

Bundan iyisi can sağlığı.

Allah’ın selamı üzerine olsun.

Var mı itirazı olan?

Sonra

Allah’a emanet ol.

Herkes Allah’a emanet.

Hayırlara Vesile Olsun ile devam etti.

Vesile hayırları çok sever.

Gümüş yüzük destekledi,

Altına göre bire elli daha ucuz.

Badem bıyıklar masa üstü oldu.

Badem;Datça’nın en meşhur gıdası.

Yani anlayacağınız;

Hayatımız sırlarla dolu.

Parola ve işaretsiz yaşam sanki haramJ

gelmez:))

Bir Zeki Müren bir daha gelir mi?

Gelmez.

Barış Manço.

Gelmez.

Kayahan?

Gelmez.

Nilüfer?

Gelmez.

Sezen Aksu?

Gelmez.

Edip Akbayram?

Gelmez.

Tatlıses?

Gelmez.

Atatürk?

Gelmez.

Buradan, 

Atatürk gibi birisini bekleyenlere duyurulurJ

balık:))

Balık

Boğazlarda halkın en büyük eğlencesi;

Balık tutma.

Belki zamansız,

Belki aç gözlüler…

Ama

Bu hobi olmasa,

Kaç kişi intiharlardaL

ayar:))

Evde Boncuk var,

Muhabbet Kuşu.

Ona göre bir şey zararlı ise hayatta yemiyor,

Ve de içmiyor.

Bunu Allah’ın Ona bahşettiği duygularla yapıyor.

Ne zaman elime şarap alsam,

İçiyor…

Bira alsam,

İçiyor…

Ama ayarını biliyor,

Asla sarhoş olmuyorJ

ibadet:))

Din ile askerlik birbirine çok benzer.

İkisinde de

Şekilcilik(Üniforma)

Eğitim,(En tehlikeli silah iyi eğitilmiş askerdir)

Ve ruh çok önemlidir.

(En disiplinli asker başında Komutanı olmayandır)

Allah ile baş başa kalmak.

Her sabah askerler güne spor ile başlar.

Ya tüfekli,

Ya da

Tüfeksiz hareketler…

Birlikte bir askeriniz var,

Sabah akşam spor yapıyor,

İçine işlemiş.

Diyemezsiniz ki ‘’O’’ hariç.

vergi:))

Nazım’ı Kominist’im dedi diye,

Ahmet Kaya’yı Kürdüm dedi diye,

Zeki Müren’i çok yumuşak diye,

Necip Fazıl’ı dinci diye…

Ya çamur attık,

Ya hapislerde çürüttük,

Ya da

Taksirli bir şekilde öldürdükL

Hangi ideolojiye sahip olursa olsun,

Bireysel seçimi ne ise

Rahat bırakın,

Allah vergisi yetenekleri olan insanları.

Ürettiklerine bakın,

Anlamaya çalışın.

O zaman daha çok seveceksinizJ

iktidar:))

Bir zamanlar Karaköy’de Manukyan vardı.

Hani şu kazancının tek kuruşunu kaçırmayan.

Her sene vergi kraliçesi olan.

İşte orada bir yokuş vardı.

Oraya gelen herkes iktidar yürüyüşüne başlardı.

Yürüyüş esnasında,

Kerhane tatlısı yemeden olmazdı.

Dönüşte hindi gibi koltukları kabarmış,

İskender gibi sanki zaferden dönerlerdi.

İşte gerçek iktidar yürüyüşü bu.

Gerisi fasa fisoJ

yasal:))

1924 yılında,

Tarikat ve Cemaatler yasaklanınca,

Bu değerli kardeşlerimiz,

Yeraltına inmedi ama hiçbir zaman rengini belli etmedi.

Hatta bazıları olmadıkları halde,

Ben Atatürkçüyüm dedi.

Bir kısmı da

Ben buyum demeyip her şeyden bahsetti.

Psikolojik anlamda, bir insanım ben buyum dememesi nasıl bir duygudur,

Bu konuyu psikiyatr/psikologlara bırakalım,

Memleketin, ben buyum diyen ve birbirine saygı duyan insanlara ihtiyacı var.

Aksi halde,

Samimiyetin yerini sinsilik alıyor.

Yapılması gereken;

Tarikat ve Cemaatleri Anayasa ile yasal bir zemine oturtmakJ

priapus:))

Dışarıdan bir yabancı gelse,

Bizde ‘’en büyük’’ kompleksi olduğunu hissedebilir.

Çünkü

Her yerde,

En büyük salata,

En büyük patlıcan,

En büyük domates yazıları var.

Peki, nereden geliyor bu kompleks?

Bir gün yolunuz, Efes Müzesi’ne düşerse,

Orada Priapus’un orijinal heykeli var.

Priapus’u ilk defa duyanlar;

Google girin,

Priapus yazın,

Özellikle resimlerine bakın,

O zaman beni daha iyi anlayacaksınızJ

sinsilik:))

Bir insan,

İstediği ideolojiye sahip olabilir.

Ama kendi rızası,

Ama mecburiyetten.

Bunu açıklayabilir,

Ya da

Açıklamaz,

Kendi bileceği iş,

Ama

Yüzüne gülüp arkandan sinsilik yapamazL

Hele sen o insana hep yardım etmişsen,

Brütüs yanında temiz kalırJ

ispatla:))

Adama diyorlar ki

İspatla.

Nasıl ispatlayacaksın?

Sistem ispatlamama üzerine kurulmuş.

Rüşvetin belgesi olur mu?

Olmaz.

Sinsiliği de nasıl ispatlayacaksın?

cennet:))

Anladım ki

Ben hariç herkes Cennet’e gidiyor…

Çünkü

Bende içki var,

İbadet yok,

Yani halim harap.

Tek tesellim;

Kalabalıkları sevmem benJ

aç-kapa:))

Aç-kapa?

Kazmayan yok gibi.

Kazı kazan gibi oldu, yollar.

Biri açıyor, diğeri kapıyor.

Sanki aç-kapa gibi yollar.

Yazık değil mi bunca emeğe?

Boşa giden paralara?

Aynı şey evimize olsa?

Bu kadar aç-kapa yapar mıyız?

İşte bu nedenle,

Bir Aç-kapa Bakanlığı kurulması lazım Memlekete.

Öyle her önüne gelen kazmamalı.

Müsaade almalı,

Bu bakanlık ta

Birleştirmeli, koordine etmeli.

Hatta anayasaya şöyle bir madde ekletmeli,

Kaldırımlar en az beş yıl süre ile kaldırılmayacakJ

psikoloji:))

Hangi taşı kaldırsak, altında.

Daha görünür görünmez,

Valla bu ben değilim diyor.

Bunu da hep yapıyor.

Bu nasıl bir psikoloji?